Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Eşcinsel İntiharlarına DUR de!



“Çünkü yaşam, el-âlemden ve diğerlerinden daha kıymetli”


Bu konuyu daha önceden defalarca blogumda ele almıştım, önemli ve hassas bir konu olduğu için tekrar tekrar ele almakta fayda var. Maalesef nice hayatlar bir hiç uğruna “çevrelerindeki kalabalıklara rağmen yalnız hissettiklerinden” yitip gidiyor.

Hiç bir şey, ama hiçbir şey sizden, sizin yaşamınızdan ve sizi bekleyen güzel yıllardan daha önemli ve öncelikli değil. Gelin öncelik verdiğiniz kavramları teker teker ele alalım;




Aileniz mi?

Elbette aile hepimiz için değerli bir kavram. Varlıklarının değerini yokluklarında anlıyor insan. Ayrıca hepimiz için eğitim ve öğretimin başladığı ilk basamak. Çoğumuz için dünya bir tarafa ailemiz bir tarafa. Bizi dünyaya getiren ebeveynlerimiz, bizi büyütmek ve yetiştirmek zorundadır! Bu zorundalık, yaşamımız boyunca bizlerin her şeyine karışacakları anlamına gelmemeli. Karar mekanizmasından çok destek mekanizması konumunda olmalılar. Ne ailemizi karşımıza almalı ne de üzerimizde baskı kurmalarına izin vermeliyiz.

Bu konudaki diğer bir çekince ise; “eşcinsel olduğumu ailem ya duyarsa” endişesidir. Öncelikle kimsenin; gerek aile gerekse arkadaş çevren olsun,  senin cinsel yöneliminle ilgili bilgileri bilmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Olumlu bir ortam yakalamadıktan ve kendin açılmak istemedikten sonra kimseye bir şey kanıtlamak ve açıklama yapmak zorunda değilsin. Ayrıca; hiç kimseye; “ailem beni bilmiyor, bilirlerse mahvolurum” gibi ileride sıkıntı çıkarabilecek ya da kötü niyetli kişilerin şantaj malzemesi olarak kullanabileceği bilgileri ellerine koz olarak verme. “ailem biliyor ve sorunumuz yok” demek en basit olan yol olsa gerek. Buradaki kritik nokta senin kendini ne kadar kabul ettiğin ile alakalıdır. Yoksa “ailem ne der” demek bana göre; kendi varlığını kolay kabullenememenden dolayı kendine kestiğin bir ceza ve kaçış noktası. Ailen psikologa gitmeni istiyorsa git. Bugün gerçek manada işini yapan birçok psikolog, işinin uzmanı ve şarlatan değil. Senin sayende ailenin de bilinçlenmesini sağlayabilirler. Ayrıca sen bile kendi kafandaki kıyıda köşede kalmış cevapsız sorularına cevap bulabilirsin.

Kendi ayaklarının üzerinde durup, kendi kendine yeter olduğun bir zaman, ailenin yanından zaten ayrılacaksın. Senin kendine zarar vermen ya da canına kıyman “kimseye” ders vermeyecektir ! Ve kimse daha “iyi” birisi olmayacaktır ve “kimsenin” düşünceleri olumlu veya olumsuz yönde değişmeyecektir. Olan seni bekleyen güzelim yıllara ve “kıydığınla kaldığın” canına olacaktır. Her bunaldığında “daha iyi olacak” demeyi, 1 sene, 5 sene veya 10 sene sonrasını düşünmeyi, geleceğe dair planlar kurmayı, hedefler koymayı ve o hedefler uğruna çalışmayı öğren. 




Okulunuz mu?

Bi dakika kusup geliyorum. Bugün geriye bakıp düşündüğümde ortaokuldan 1, liseden 4, üniversiteden ise 6-7 tane görüştüğüm arkadaşım var. Hani nereye gitti o kıyamet gibi kalabalık olan sınıf mevcudu, -hiç. Okul bittiği zaman onlarda bitiyor. Bir daha hayatının en ufak köşesine bile dâhil olmuyorlar. O zamanlar kafana taktığın kişiler için gülüp geçiyorsun “neden kendimi üzdüm ki” demek kalıyor geriye. Öyleyse ileride yanından geçse dahi dönüp bakmayacağın kişilere şimdiden kafayı takman yersiz. Sen onları ne kadar umursamazsan onlar o kadar kuduracaklardır. Dene ve gör.

“bizleri ötekileştirenler, ötekileştirdikleri şeyin ezikliğini çeken eziklerdir”

Nasıl mı? Sen daha zekisindir, daha mantıklı, daha popüler, daha bakımlı. Gözlük takan ama sınıfın en çalışkanı olanı “inek” diye etiketlemedik mi? Yada hırsımızı alamayıp “dört göz” diye. Çünkü biz tembeldik, o çalışkan ve kendi ezikliğimizi onu ezerek yok saymaya ve ondan üstün kılmaya çalıştık. Peki sana “ibne” ya da “top” diyorlar. Neden diyor olabilir? Ya; daha bakımlı ve giyimine özen gösteriyorsundur ya daha kibar ve saygılısındır ya da karşı cinsle çok iyi anlaşıyorsundur. Sonuç yine kıskançlık ve hasetle söylenmiş sözde hakaret kelimeleri. Bunlar mı senin canını sıkan? 3-5 yıl içerisinde ömründe tekrar görmeceğin eziklerin taktığı sıfatlar mı? Ne yazık!. Hiç biri senden daha kıymetli değil. Bu gibi insanlar kendi kusurlarını perdelemek için etrafında toplanan birkaç şakşakçı ile tatmin olan ötekileştirme meraklısı “ötekiler” değil mi? Kaçmak yerine bunların üzerine git. Yeri geldi mi kulaklarını tıka, duyma, umursama yeri geldi mi de “Evet öyleyim ne olmuş de”. Senin kendine zarar vermen ya da canına kıyman “kimseye” ders vermeyecektir ! Ve kimse daha “iyi” birisi olmayacaktır ve “kimsenin” düşünceleri olumlu veya olumsuz yönde değişmeyecektir. Olan seni bekleyen güzelim yıllara ve “kıydığınla kaldığın” canına olacaktır. Her bunaldığında “daha iyi olacak” demeyi, 1 sene, 5 sene veya 10 sene sonrasını düşünmeyi, geleceğe dair planlar kurmayı, hedefler koymayı ve o hedefler uğruna çalışmayı öğren.





Arkadaşlarınız mı?

Birçoğu yüzlerine maske takmış günü kurtarıcılar. Peh !. Etrafında maskelerini takmış sözde arkadaşların olacağına, seni sen olduğun için seven 1-2 dostun olsun daha iyi. Özellikle ergenliğin vermiş olduğu heyecanla karı – kız muhabbeti yapıp senide içlerine çekmeye çalışanlara karşı bir şeyler ispatlamak zorunda değilsin. Dinle, gül, geç, uydur. Okul kısmında dediğim gibi sana lâkâp takmaya kalkanları TAKMA. Bu kadar basit. Ayrıca bizler birer oyuncak peluş değiliz kimsenin oyuncak peluşu olma. 

Senin kendine zarar vermen ya da canına kıyman “kimseye” ders vermeyecektir ! Ve kimse daha “iyi” birisi olmayacaktır ve “kimsenin” düşünceleri olumlu veya olumsuz yönde değişmeyecektir. Olan seni bekleyen güzelim yıllara ve “kıydığınla kaldığın” canına olacaktır. Her bunaldığında “daha iyi olacak” demeyi, 1 sene, 5 sene veya 10 sene sonrasını düşünmeyi, geleceğe dair planlar kurmayı, hedefler koymayı ve o hedefler uğruna çalışmayı öğren.




Sevgiliniz mi?

Elbette en can sıkıcı konulardan birisi ama “can alıcı” değil. Bihter’in ölüyorum anlasanakafası ise hiç değil. Biliyorum aşk çok zor üzerine de çok yazdık. Ama zaman her şeyin ilacı değil mi zaten. En nihayetinde nefret bile etmeye başlıyorsun. “Bunun için mi döktüm göz yaşları mı, bunun için mi yedim bitirdim kendimi” diyerek kendinize kızma garantisi bile veriyorum. O yüzden ETME! Sevgilim olmuyor, çok çirkinim diye de üzülmenin anlamı yok. heleki günümüzde. Özellikle appsler üzerinden kurulan ilişkilerin en kısa sürede çatırdaması normaldir. Hep dediğim gibi kolay ulaşmak hızlı tüketimi yanında getiriyor. İlişkiler sadakatsiz. Elbette bir gün seni sen olduğun için seven ve senin onu sevdiğin gibi sana sevgi dolu gözlerle bakan birileri çıkacaktır. TERK edilsen dahi senin kendine kıyman ONU üzmeyecektir / üzülse bile 1 aya gelmeden herkes unutur / unutulur sense toprak olduğunla kalırsın. Varsa üzerindeki ölü toprağını silk ve yaşamanın ayrı noktalarından zevk almaya bak mesela bir KEDİ yada kimi zaman ailenden bile sadık olabilecek bir KÖPEK sahiplen.


Din mi?

Elbette ilahi bir dine inanan birçoğumuz için, içinden çıkılması en zor ve çetrefilli konu din. Din olarak İslamiyeti seçmiş biri olarak burada vaaz vermek, âyet yorumlamak, hadis tefsiri yapmak benim görevim değil yapamam da. Tıpkı çevremizdeki birçok kişinin bu konuda ahkâm kesemeyecek olması gibi. Zira hiç kimsenin Tanrı adına hüküm vermesi kendini O’nun yerine koyması kabul edilemez. Kimin ne gibi bir hesaba çekileceğini ancak O bilir. Günahın büyüğü / küçüğü olmaz. İntihar etmek en büyük günahlardan ise sen eşcinsel olduğun için intihar ettiğin zaman arınmış mı olacaksın?

Madem din ile eşcinselliğini barıştıramadın ve intihar etmeye karar verdin, bu kararın sonucu – sebebinden daha ağır değil mi? Bugün alkol, sigara, hırsızlık, dolandırıcılık, komşu hakkını çiğneme, kul hakkını yeme vs vs bana göster bakalım bunlardan soyutlanmış birisini. Ya da sana “günahkâr eşcinsel” diyenlerin eteklerindekileri bi dökelim bakalım ortalığa. Ben eşcinsel olarak günahkâr olmadığımı düşünüyor, eşcinselliğimi bahane ederek dinime küsmüyorum. Hesabımı yüce yarada bırakıyorum. Bence sende öyle yap. Kimse Tanrıcılık oynamasın ! .


artık YETER, bu ölümlere bir DUR denilmesi gerekiyor bunu diyecek olanda bizleriz, sizlersiniz

Biraz sağlam irade, ne yalnız ne de yanlışsınız.

Yaş aldıkça kafanızdaki sorular daha bir yerli yerine oturacaktır.

Psikologa gitmeye çekinmeyin,

Okul rehberlik hocaları ile iletişime geçmeye çekinmeyin,

Hayatlarınıza son vermek çözüm değil; hayal edin, en sevdiğiniz kişiyi düşünün ama asla ölüm hayallerinizi süslemesin…


Her türlü LGBT - fobiyi lanetliyorum...





*ilk kez 22 Haziran 2015' de yayınlandı.
Ogaybende Blog Yazarı