Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Sizden Gelenler




Bir süredir mail kutumda bekleyen bir maili daha sizlerle paylaşıyorum. Eşcinsel olanlarla ilgili belli stereotipler vardır nedir efendim;

- Babası ile annesi ayrıdır,
- Babası ile arası bozuktur,
- Küçükken akrabalarından veya çevresinden birisinden tacize veya tecavüze uğramıştır,
- Çokça kız kardeşi vardır,
- Teyze, kızkardeş bol bir aile ortamında yetiştirilmiştir sözüm ona onların etkisinde kalmıştır

vs vs.

başta da dediğim gibi bu tarz durumları bir çok eşcinselden duyunca otomatikman bir genel kanı oluşuyor ama bunların hiç birisini yaşamamış ama yine de eşcinsel olanlarımız var yani bir genelleme yapmak bazı şeyleri illa bir kalıba oturmak çok yanlış.

Şimdi gelelim bana gelen maile;

"Akrabanın düşmanlığı, akrebin zararından daha kötüdür..." Hz.Ali

bu sözü biraz sonra okuyacaklarınız için ön hazırlık niteliğinde olsun diye yazdım;

---

Şu an 18 yaşındayım. Bu yaşa gelmek benim için pek kolay olmadı. Hayatımı zorlaştıran eşcinsel olmam değildi. Hikayeme en baştan başlamalı sonucu size bırakmalıyım sanırım. Eh çocukluğuma dönelim o zaman.


Henüz çok küçükken anne ve babamdan ayrı kalmam gerekti. Küçük bir köyde babaannem büyüttü beni. Hayatımın o dönemi kabus gibiydi. Hala o zamanlar yaşadığım şeylerin etkisini yaşıyorum. İnsanların bana yaptıkları çok kötü şeyler oldu. Hepsini anlatmayacağım sadece şiddet gördüğümü kısaca söyleyeyim ki o zamanlar daha 4, 5 yaşlarındaydım. Neyse asıl konuya geleyim. O dönemler kuzenim tatile köye gelirdi. Köyde bana değişik şeyler teklif eder anlam veremediğim ama beni korkutan davranışlarda bulunurdu. 


Kuzenim erkekti. Beni dudağımdan öpmeye çalışır oramı buramı ellemeye çalışırdı. Bense her şeyden habersiz babaannemin bana verdiği terbiyeyle yetinmeye çalışıp bunların ayıp olduğunu bildiğimden korkar kuzenime kızardım. Kuzenim yaşça benden büyüktü. Şöyle söyleyeyim onun yaptığı bu ufak tefek şeylerden dolayı vücudumun en çok görünen, dikkat çeken yerinde hayatımın sonuna kadar iz taşıyacağım. Her neyse büyüdük. Annemler beni yanlarına aldılar. Yine bir yaz tatilimiz kuzenimgillerin tatiliyle çakıştı. Hatırlıyorum henüz 13 yaşındaydım o ise 15 yaşındaydı. Tarlaların bir ucunda küçük bir barakada ilk cinsel deneyimimi kuzenimle yaşadım. Küçükken korktuğum şeyi o zamanlar istemiştim. Şimdi diyeceksiniz sen küçükken yaşadığın şeylerden etkilenip eşcinsel olduğunu sanıyorsun. Ama ben şu an 18 yaşındayım ki yine 10 'lu yaşlarımda eniştemin de tacizine uğradıktan sonra kuzenimle birlikte oldum ve korkmadım hatta hoşuma gitti. Bundan sonra da hep öyle oldu zaten. Anlatmak istediğim eşcinselliğin tacizle olacak bi durum olmadığı. Ki benim babamı örnek alacağım yaşta babam da yanımda yoktu. Gay olmamın sebebi bu da değil. Gay olmamın sebebi öyle doğmuş olmam. Tamam babamı örnek alamamış olabilirim ama ben kendi kendime yettim diyebilirim. Hani başta dedim ya bu yaşa gelmek pek kolay olmadı diye. 


16 yaşında ilk depresan markamı kullanmaya başladım. Yaşadığım şeyler beni buna sürükledi. 16 yaşında anneme her şeyi anlattım. Beni kabullendi. Şu an bu kadar kısa söylüyorum ama o kadar çok şey yaşadık ki.


Doktorlara götürüldüm uzun uzun nasihatler dinledim. Her neyse şu an 18 yaşındayım ve hala antidepresan kullanıyorum. 30 lu yaşlarının sonunda bir sevgilim var. Kendimi onun yanında güvende hissediyorum. Bu güne kadar bana kimsenin davranmadığı kadar iyi davranıyor. Yavaş yavaş geçmişin izlerini siliyorum onunla. 

Son olarak söylemek istediğim lütfen etrafanızdaki çocuklara kötü davranmayın çünkü onlar onlara yaptığınız hiçbir şeyi unutmaz. Ve son olarak söylemek istediğim bu dünyaya bir kez daha gelsem yine gay olmayı isterdim ama bu seçebileceğimiz bir şey değil. Anlamışsınızdır artık asıl sorunun eşcinsellik olmadığını asıl sorunun insanı mutsuz edenin etraftaki insanlar olduğunu ve insanı yine mutlu edecek iyileştirecek olanın da yine etraftaki insanlar olduğunu. Seçim sizin iyi ya da kötü olun. Yapabileceğiniz seçimler varken yapamadıklarınız için üzülmeyin.

---

demiş arkadaşımız, dışarıdan okunduğunda; al işte belli kalıplar diyorsunuz ama o kalıplara uygun bir yaşam öyküsü daha denebilir ama kimse babanın vefasızlığını, eniştenin cinsel istismarını görmez asıl çarpık ahlaklı ahlaksızlar bunlar...

O Gay; Ben de... Blog Yazarı

13 yorum:

  1. çocuğun yazıdğı şeyler, ki çocuk demek ne kadar doğru olur bilemiyorum, o kadar tanıdık geldiki bana. evet eşcinsellik belli kalıpları varmış gibi dursa da aslında pek de öyle değil sanırım bilmiyorum.
    ve evet bende şuna inanıyorum, eşcinsellik doğuştan gelir, ama çevrenin etkisiyle şekillenir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında güzel bir tespit eşcinsellik doğuştan gelir, çevrenin etkisiyle şekillenir, bu çevre seni homofobikliğe de götürebilir, intihara da (ki asla kurtuluş değil o buhranlı günleri atlattığınız zaman neden o kadar üzüldüm diye hayıflanacaksınız bile hiç kimse için kendinize zarar verdiğinize değmez ama hiç kimse için!!!) kendini kabullenme yolundaki adımları kolayca atmanı da sağlayabilir burada kilit nokta sanırım aile ve çevre

      Sil
    2. çocukluktaki istekler yaş ilerledikçe kendi hemcinsine arzu çoğalır gizlice arkadaş edinme olur ,kız arkadaşla evlendim ama erkek arkadaşla ilişkim devam etti,
      kimse durdurmadı eşim bile

      Sil
  2. asıl ibne, asıl şerefsiz, asıl ahlaksız (ki bunlar onların bize vermiş oldukları sıfatlar) olan eniştesidir çocuk istismarcısı sapıktır.Ki bunlar en ufak olyda en üste çıkıp namuslu gibi gözükürler herkesten temiz o çocuk

    YanıtlaSil
  3. Dediğin gibi bir kabulleniş vardır ya, küçükken taciz veya tecavüze uğrayanlar büyüyünce eşcinsel olur diye. Acaba onun doğrusu şöyle mi: Eşcinsel bireylerin, küçüklüklerinde taciz ve/veya tecavüze maruz kalma olasılıkları daha yüksektir. Belki de, bu cinsel istismar vakalarının görülmesinde çoğu eşcinsel bireyde az veya çok olan feminenlik etkilidir. Yani acaba cinsel istismara uğramak eşcinselliğin bir nedeni olmak yerine bir sonucu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tebrikler acemicim.. çok doğru bir soruyu gündeme getirmişsin...

      Sil
    2. çok güzel tespit, tebrikler acemicim.

      Sil
    3. ben zamanında bu konu yani eşcinsellik üzerine çok araştırma yapmıştım ki eminim hepinizde yapmışsınızdır.
      bilimsel araştırmalara göre zaten 6-7 yaşına gelene kadar hiç bir çocuk cinsel kimliğini tam anlamıyla seçmiş olmuyor. kız olsun erkek olsun.
      etrafındaki rol-modeller, çevresindeki insanlar, yaşadığı olaylar ve kendisine karşı gösterilen tutum çocuğun kişiliğinin gelişmesindeki en büyük etkenler, bunları kimse inkar edemez. işte tamda burada devreye giriyor çocuğun büyüdüğü ortamın önemi. bir baba, bir erkek modeli olmadan büyüyen bir çocuğun zamanla kadınların içerisinde olmasında da kaynaklı feminenlik kazanması yadırganacak bir durum değil.
      etrafında sapkın bir kaç da insan varsa ileride olacakları zaten hepimiz az-çok tahmin edebiliyoruz, yazmama gerek yok. o saatten sonra yaşı küçük bir çocuğun zaten benim cinsiyetim ne sorusunu sormasını bekleyemeyiz.
      ve bakın gördünüz mü, bir şeyleri yanımızda doğuştan getirdik; çevre getirdiklerimize şekil verdi.

      Sil
  4. Çok benzer yaşanmışlıkları blogumdan biliyorsunuz zaten, olay şu ki biz eşcinseller sürünün içinde kolayca ayırt edilebilecek özelliklerle donatılıp salınmışız dünyaya... Haliyle sokacak delik arayanların bizi bulması zor olmuyor. Acemi Gay'e katılıyorum, çocukken bile beyaz atlı prensler hayal ediyordum, çoğumuz öyleydik, böyle doğduk... Haliyle dikkat çekti ve oldu. Bu yüzden kimse kurban rolüne bürünmesin lütfen, evet ortada bir vahşet var ama buna bağlıyorsanız eşcinselliğinizi kendinizi bir köşede gebertin ve bize leke sürmeyin lütfen. Eşcinselliğinizi buna bağlamak yerine hakkınızı arayın, huzura kavuşun. Mağaralara geri döneceksek bu yazdıklarımı okurken kullandığınız teknolojinin hiçbir anlamı yok yani...

    Suskunlar diye bir dizi başlamış zaten, hani bu zamana kadar yokmuş gibi davranılan gerçekler gün yüzüne çıkartılsa da, aynı zamanda insanlara eşcinselliğin-biseksüelliğin "suçlu-kurban" ilişkisinden ibaret olduğu kodlanıyor ki bu çok hastalıklı bir düşünce biçimi... Sinirlerimi bozuyordu zaten, tam üstüne geldi yazın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kendinizi bir köşede gebertin ve bize leke ssürmeyin falan...
      bunlar bence çok ağır cümleler bildiğimi zannettiğim dut.
      hiç bir kuvvet bana inandıramaz ki küçük yaşta yaşananlar cinsel kimlik üzerinde etkili olmasın. evet doğuştan gelen bir durum olduğunu hepimiz kabul ediyoruz neredeyse ama bu çocuğun eniştesi olmasaydı veya kendinden büyük o kuzeni, belki hayatındaki pek çok şey daha deiğişik olabilirdi. ve burda kimse kurbanı oynamaya meraklı değil.
      ortada bence bir vahşet var ve emin ol vahşetin olduğu heryerde kurbanda vardır.

      Sil
    2. Acemi Gay in demek istediğini çok güzel açmışsın :) Teşekkürler...

      Sil
    3. @gay werther; sanırım orada denilmek istenen "küçükken tecavüze uğradım eşcinsel oldum" diyenlere idi ki senin de dediğin gibi bu tarz vak'aların kişinin cinsel yöneliminde ne kadar rolü var uzman olmadığım için şahsen yorum getiremiyorum velhasılı her yönden çok karışığız yahu ://

      Sil

Yaz yaz için de kalmasın