Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

İnternet ve Biz Eşcinseller




26 Mart 2015 tarihinde gzone.com.tr sitesinin Köşesinde yazmış olduğum yazımı buraya da alıyorum ;)

Türkiye’nin ilk Eşcinsel Yaşam ve Kültür Dergisi GZONE, geçtiğimiz yılın Eylül ayında online olarak hayatımıza girdi. Umarım bir gün basılmış olarak da raflarda görürüz. Eşcinseller olarak özellikle ülkemizde oluşan bu tip yapılara sahip çıkmamız gerekiyor. Bu vesileyle internet sitesinde açmış oldukları Köşe Yazarları kısmında blogum haricinde de yazmak istedim. Umarım uzun soluklu olur. İlk yazıda internet üzerine olsun madem 😉
Biz eşcinseller için değil tüm Dünya için internet büyük bir buluş ve nimet oldu desek abartmamış olurum. Kaynaklara göre; bulunuşundan belli bir kitleye ulaşması ve yaygınlaşması, radyo için 38 yıl, televizyon için 13 yıl iken, internet için sadece 5 yıl imiş. Peki internet biz eşcinseller için ne getirmiş ve ne götürmüş olabilir? Şüphesiz artı yanları sayılamayacak kadar fazla olsa gerek.
Kendi adıma internet öncesi ve internet sonrası diye bir ayırım yapacak olursam eğer;
İnternet öncesi; cinsellik konusunda bilgiye ulaşma yöntemlerimiz; ya okuldaki arkadaşlarla ya da mahalle arkadaşları ile yapılan sohbetler ile sınırlıydı. Bu yüzden hissettiğin duygular ile ilgili kendimi, kendime ifade edemiyordum. Ben neden farklı idim? sorusuna sadece kendi kendine cevap bulma şansın vardı, “farklı” idin ve “farklı olduğun için” çevrene bu durumu sorman ve cevap alman mümkün değildi, en azından büyük bir çoğunluğumuz için. Bilgiye ulaşma kıtlığımızdan dolayı kulaktan dolma ya da aile ve çevremizden almış olduğumuz özellikle cinsel konular hakkındaki bilgilerimiz bize hep iç ses olarak “sen suçlusun, günahkârsın, farklısın, kendini düzeltmelisin, neden böyleyim Tanrım, neden ben ve neden yalnızım” gibi sorular şeklinde dönüyordu. Şu an bile bu durumda olan arkadaşlarımız yok mu? Elbette var ama ellerinin altında bilgiye kolayca ulaşabilecekleri bir nimette var. En azından yalnız olmadıklarını görecek, okuyacak, fikir alış verişinde bulunabilecekleri bir nimet.
İnternet ve sonrasında; ise en basitinden gerek doğru gerekse yanlış her türlü bilgiye ulaşır olduk. Bana göre internet büyük bir hazine ve kütüphane iken aynı zamanda da büyük bir çöplük :) Biz eşcinseller için ise; yukarıda saymış olduğum bütün sorulara cevap bulabilme şansımızın olduğu, Dünyadaki tek insan olmadığımızı gördüğümüz ve “bizim gibi! olanlar ile” rahatça iletişime geçebileceğimiz ve buluşma ortamları yaratabileceğimiz bir yeni Dünya.
İki erkeğin öpüştüğü fotoğrafları ilk defa internet sayesinde görmüştüm. Ve ilk eşcinsel porno filmini de yine internet sayesinde izlemiştim, kalbim yerinden çıkacak gibiydi heyecandan (eneem napıyor la bunlar) :) Vaktimin çoğunu bilgisayar başında geçiriyordum (full porno izliyordum ehi dememi beklemeyin :D), artık 2 hayatım vardı birisi internet ortamındaki “kendim olduğum özgür ben” diğeri ise dışarıdaki ailemin ve arkadaşlarımın bildiği “diğer ben”. Bugün netkolik ve asosyal olmanın altında bence kişilerin “kendileri gibi” olamamaları ve kısıtlanan özgürlükleri yatıyor olsa gerek. Öte yandan, internet diğer eşcinsel bireylere daha kolay ulaşma yolunu açtığı için “sadakat” ve “hızlı tüketim!” gibi altı doldurulası başlıkları beraberinde getirdi diyebilirim, ayrı bir yazıda ele alınacak cinsten.
Ülkemiz internetle 94’te, ben ise 99 yılında tanışmıştım. O zamanlardan bahsederek kendi kuşağımı o günlere götüreyim J 2000 ve sonrası bilmez 😛 O zamanlar ADSL diye bir şey yok wi-fi falan hak getire. Cep telefonlarının en büyük özelliği kızılötesinin olması J İnternete 0822’li telefonlarla bağlanıyorsun, ixir, e-kolay, superonline gibi saatlik internet paketleri var. İnternete bağlanırken çıkan bağlanma sesi ve sonrasındaki sessizliği bilen bilir. O zamanlar internete kendini kaptırıp gidenler yüzünden milyarlarca telefon faturası ödemek zorunda kalan, sohbet odası mağduru, hunharca baba dayağı yiyen gençlerin haberleri düşüyor gazetelere (gazetelere düştüler mi bilmem ama çok duyduk). Hele bir de eşcinselsen bağlantıyı kesesin gelmez, çünkü orada kendinsin, kimseden bir şey gizlemek zorunda değilsin, kimseye açıklama yapmak zorunda da değilsin, istediğin gibi yazıyor, davranıyor ve senin gibi düşünenlerle buluşuyorsun her ne kadar sanal ortam bile olsa. Ah ah o zamanlar daha bir başkaydı internetin tadı :P.
a”, “p”, “ap”, “homo”, “gay”, “biseksüel” gibi kavramların tamamını internet sayesinde öğrenmiştim. Facebook, twitter, hornet falan yok tabi. MSN ve İCQ denen şimdikinin dengi whatsapp diyebileceğimiz sohbet programları vardı. ICQ numaranı verirdin telefon numarası yerine 😛 ya da MSN’e kayıtlı mail adresini. MSN ile birlikte hayatımıza web kameraları falan da girmişti. O kameralarında nice kurbanları oldu ya. MSN de yazıştığın zaman karşılıklı kameralar açılırdı, kameran yoksa ve fotoğraf yollamak zorunda kalmışsan çektirmiş olduğun vesikalık fotoğrafını :))) tarayıcıdan tarar öyle yollardın. En büyük buluşma noktaları chat odaları idi. (oda adlarına örnek #gay, #gay18, #ankara_gay) kendine özgü nickname’lerin olurdu ve nickname ile tüm bilgilerini karşındakine vermiş olurdun. (Ankara^19ap – Afyon_21_yervar – Yalnız_kovboy) gibi gibi. Evet şimdiki hornet ve twitter nicknamelerinin temeli chat odalarında atılmıştı. O zamanlar ki muhabbetler de ayrı ayrı ele alınası cinsten belki devamı gelir yazarım kim bilir :)
Maziye şöyle bir gittim geldim de, sonuç olarak internetin bize getirdikleri götürdüklerinden daha fazla. Biz eşcinsellerin kalbindeki yeri ise apayrı. Her daim özgür ve rahatça ulaşılabilir internetli günlere.
Ogaybende Blog Yazarı

6 yorum:

  1. İnternet olmasa ne yapardım tahmin bile edemiyorum. Kendimi kabul etmek senin gibi yazarların yazdıklarıyla dolayısıyla internetle bu kadar kolay oldu. Bizim için her ne kadar faydası olsa da bir sınırı geçtiğimiz anda kendimizi tehlikenin ortasında bulabiliyoruz maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen her iyi şey gibi yan etkileri de mevcut :))

      Sil
  2. Ahaha güzel bir nostalji yaşattın valla bana, ama başlığı okuyunca içerikle ilgili doğrusu bambaşka şeyler gelmişti aklıma. :)

    O internete bağlanma sesi yok mu :D Ölüm :D Bende ilk ixir vardı :D Ardından Superonline ile tanışıyordum ki bağlanana kadar internet paketim bitmişti asfgsdfa :D işe yaramamıştı :D

    Sonrasında senin buraya eklemeyi unuttuğun 146 var. :)) ADSL'den hemen önce 146'yı kullanır PTT'den bağlanırdık internete. :D 100 küsür lira getirdiğimi bilirim, telefon faturasını. :D

    Güzel ve anlamlı bir yazı olmuş, eline sağlık. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. acaba bambaşka neker geldi aklına :O :)

      146 şifresi olmayanların kullandığı bir bağlantı numarası idi. 0822 li bir numaranın 1 saati atıyorum 1 TL ise 146 ile bağlandığın zaman 10 dk sı 1 TL idi felan. Fatura olayını hiç sorma :D program yazmıştım her 30 dk da bir parayı hesaplıyor ve sesli ve görsel uyarı veriyor idi lool

      teşekkür ederim

      Sil
  3. seksss :D bende beklerim

    YanıtlaSil
  4. MSN diye bi olay vardı cidden bi ara ya, iyi ki hatırlattın. nostalji. :D

    YanıtlaSil

Yaz yaz için de kalmasın