Büyük şehirlerden ziyade biz küçük şehirlerdeki eşcinseller için internet çok büyük bir nimet oldu. Kendi adıma eşcinselliğimi internetten önce ve sonrası diye rahatlıkla ayırabilirim.
İnternetten önce; cinsellik konusunda bilgiye ulaşma yöntemlerimiz ya okuldaki arkadaşla yapılan cinsellik üzerine sohbetler ya da mahalle arkadaşları ile yapılan sohbetler ile sınırlı idi. Ha birde siyah poşetler içerisinde satılan porno dergiler J bu dergilerde tamamen str8 dünya için dizayn edildiğinden ki en azından bizim oralardaki dergicilerde satılanlar elinize geçen fazla bir şey olmuyordu. Bu yüzden yaşadıklarım ve hissettiklerimle ilgili kendimi kendime ifade edemiyordum. Homo (omo) idim ama altını dolduramıyordum; kendime yakıştıramıyordum.
İnternetle tanışmam ise 1999 yılına denk geliyor. O zamanlar böyle ADSL falan yok meşhur süperonline var J sonrasında çıkan TürkNet ve ixir, e-kolay…vs. Öyle pat diye de girilmiyor 0822 li telefonu arayıp o meşhur bağlantı sesini duymamızla yüzümüzde gülücükler açıyordu. Maddi olarakta 2-3 saati aştın mı ay sonunda gelecek faturayı düşündüğünden aile ile karşı karşıya kalmamak için internet özgürlüğünü kısa kesmek zorunda kalıyordun.
İnternet özgürlüğü; ne güzel bir kelime bu öncesi tüplü sonrası ince olan ekranın karşısına oturduğun zaman vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsun bile; çünkü orada kendin olabiliyorsun kimseden bir şey gizlemek zorunda değilsin kimseye açıklama yapmak zorunda da değilsin gerçek kendinsin ve kendin gibi yazıyor, davranıyor ve senin gibi düşünenlerle buluşuyorsun her ne kadar sanal da olsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz yaz için de kalmasın