Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Dolaptan Çıkış Hikayeleriniz



Selam;

Bir süredir "coming out of closet" yani kişinin cinsel yönelimini veya cinsel kimliğini uygun gördüğü kişilere söylemesi, gizliliği ortadan kaldırması yani bir nev'i dolaptan çıkması meselesini bir süredir ele alıyorum bildiğiniz üzere. Aileye açılma, arkadaşlara açılma vs. gibi. Bir forumdaki ilginç açılma hikayelerini buraya da almak istiyorum zira sanal alemin tozlu raflarında kaybolup gitmesin. Okuyanların kafasında belki bir ışık yanmasına sebep olabilir ya da yöntemi kopyalayabilirsiniz. Tekrar belirtiyorum kimse açılmak zorunda değil ;)

Yıllar önce kızlarla çıkarken (ve yatıp kalkerken) aslında erkeklere karşı da bir şeyler hissettiğimin farkındaydım. Ortaokul döneminden beri gelen birşey vardı. Çok yoğun olmamakla beraber böyle etraftaki hoş çocuklara falan bakmayı severdim. 

Çok yakın, kanka 2 tane straight arkadaşım vardı. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Onlarla oturuyoruz birgün. En son kız arkadaşımdan ayrılmışım. Birgün onlara dedim ki "Ben erkekleri merak ediyorum ve birgün mutlaka deneyeceğım". İkisi de çok şaşırdılar, ama böyle ters falan davranmadılar. "Gerçekten mi?" dediler, gülümseyerek "evet" dedim. Biraz da utanıyorum ama bunlar benim kankam, başka kime söyleyeceğim. Harbiden de o zamana kadar hiçbir gay ilişkim olmamıştı. İlk defa içimdeki gay dürtüyü birilerine söylemiştim. Çok daha rahat olmuştu, ben de rahatlamıştım. 


Bu konu burda kaldı. Taa ki aylar sonra birinin aklına gelene kadar. "Yahu" dedi biri aniden. "Sen bir zamanlar böyle bir şeyler demiştin, ne oldu, var mı bir gelişme?". Kafamı salladım. Çünkü harbiden olmuştu! "Vayyy!" falan yaptılar, ama detay vermedim. Ne de olsa bana özel. 

Bu arkadaşımız belli ki biseksüel. Ve bir kız ile çıktığından dolayı "bir erkekle de deneyeceğim" diyerek kankalarına ben "aktifim" demek istemiş gibi. Sanki aktif olmak toplum tarafından daha normal! karşılanacakmış gibi. "hea sen sikensen sorun yok" lol

***

Lise 2 de sınıftan bi çocua aşık olmuştum. Lise 3 başında buna söölemeye karar verdim. Çünkü bu bi kızla çıkıodu ve sürekli onu anlatıodu ve benim surat da 7/24 asıktı ve de bu sürekli neden moralin bozuk die soruodu. 

Özel derse gidecektik ve bu bize geldi önce. Tabi benim surat gene beş karış. Sebebini söölemezsen seninle bi daha konuşmam dedi. Ben de telefona "seni seviorum" yazıp verdim, baktı hiçbişey söölemedi. Yola çıktık hala ikimiz de sus pustuk. 

Minibüsten inip 2-3 dk geçtikten sonra bana "beni arkadaş olarak mı seviosun yoksa .....???" dedi. Ben de "ikincisi" dedim. Yine sus pus olmalar ve bende acaip bi heyecan. 

Dersten sonra da benimle hiç konuşmadı,ta ki yolda ona ne hissettiğini sorana kadar. "Ne düşünmem gerektiğini düşünüyorum" dedi. 

Onların evi benim evime çok ters olmasına rağmen sırf onun düşüncelerini öörenmek için onun evine kadar yürüdüm. Yolda bana "kendini kadın gibi mi hissediosun, merak etme sana birini ayarlııcam" gibisinden laflar etti. Hoofobikti yani. Zaten daha sonra sordupumda "eğer değişmeseydim" die, dedi ki "o zaman seni rezil ederdim". İyi ki değişmiş numarası yapıp bi kızla çıkmışım. 


O çocuk benim ilk aşkımdı ama şimdi onun suratını yakışıklı bile bulmuorm. Aşkım geçti ancak izleri kaldı. O aşktan sonra tamamen değiştim, çok farklı bir insan oldum ve aşktan korkuyorum. Platonik aşktan özellikle. Geçenlerde İngilizce kursu'nda bi çocuğa az kalsın aşık olacaktım, Allah'tan kurs bitti ama hala bazen onu düşünüyorum hatta geçenlerde rüyama girdi. Aşk kötü bişi karşılıksız olunca.

evet Aşkların en kötüsü karşılıksız olanı. Hele ki biz geyler için. Hetero birine aşık olmayanımız yoktur :). Yukarıdaki örnekteki gibi bir gazla sevdiğiniz birine sizde açılabilirsiniz. Büyük bir cesaret ister ama sonrasında olacakları da iyi hesap etmeniz gerekir. Eşcinselliği "kadın" olmakla eş tutan aklı direk "siken - sikilen" eksenine kayan bir düşünce ile de karşı karşıya kalabilirsiniz. Yapmanız gereken en güzel şey önceki yazılarımda da belirttiğim gibi eşcinsellik ile ilgili düşüncelerini öğrenmek. Bunu asıl yapabileceğinizi de yazdım zaten önceki yazılara bakıverin bi zahmet hıh.

***

20' li yaşların başındayım.. Henüz kızlarla beraberim, hiç gay tecrübem olmamış. 

Esas oğlan, o zamanlarki en yakın arkadaşım. Devamlı beraber geziyoruz tozuyoruz, cok iyi bir çocuk, süper kafa. Böyle 2 sene falan en yakın arkadaş olduk. Ama ben bir süre sonra onu "best friend" sevmemin ötesinde birşeyler hissettiğimi farkettim. Zırt pırt beraberiz ve çok iyi vakit geçiriyoruz falan. 

Birgün bir iş görüşmesi yaptık beraber ve çok başarılı geçti. Sonra da işi aldık. Çok mutluyuz falan. Gittik bir kasa bira aldık. Eve gittik nasıl içiyoruz. Acayip para kazanıcaz, çok iyi olacak, yaşasın, heyo!! Acayip keyfimiz yerinde.. Gül eğlen falan kafalar da çok iyi oldu. Benim "mutlu" bakışlarım bir anda "umutsuz aşık" bakışlarına döndü. O sırada da bir minderde uzanmışız beraber, sohbet ediyoruz, ama kaymışız artık... 

Çok utanıyorum bunu söylemeye ama o hafif bir el sarkması olayı yaptım.. Ama yani öyle abartmadım. Yani hiçbirşey açığa falan da çıkmadı. Sadece niyetim belli oldu. Dokunamazsam ölücem falan artık. Aylardır adamın yanında adama aşığım zaten patlıycam!! Bir de kafalar da iyi ya, sarhoş olmuşuz.... 

O da bayağı sarhoş olmasına rağmen elimi tutup "dur.." dedi. 

Öyle kaldı. 

Bu konu hakkında hiç konuşmadık. Ayılınca insan çok fena oluyor. Ne diyeceğimi bilemedim. Ne diyeceğim "yaw ben dün sana sarktım hafif, kusura bakma" mı? 

Tabii ki mutsuz son. Arkadaşlığımız yine devam etti, yine çok sık görüştük ama benim için azap oldu artık. Adamı her gördüğümde üzerine atlayasım var ama bir yandan da çok rezil bir durumdayım, çünkü salak bir olay yaşamış olduk. Sonra haliyle böyle devam edemedi. Daha az görüşür olduk. derken artık "best friends" değildik.. 


Onunla hiçbir zaman hiçbirşey olmadı, ve hayatımda en utandığım, en hatırlamak istemediğim an olarak kaldı. İlk heyecanlar olunca bastıramıyorsun, şimdi böyle bir durum olsa çok daha kontrollü olurdum diye düşünüyorum.

yine yukarıdaki olaya benzer bir vak'a. Ama içkili kafa ile arkadaşımız bir tık daha ileri gitmiş. sonuç ise biten bir arkadaşlık. :/



Liseden bir arkadaşım ( o yıllarda gay şimdi kadın pembe kimlikli falan ) evden ayrılmış bi arkadaşıyla ayrı eve çıkmıştı. bende arada bir ( Haftanın 4 günü onlardayım ) Bu gel gitler bende ruhsal bir dengesizliğe yol açmıştı sinirleniyorum kırıyorum döküyorum moralim bozuk depresifim falan falan falan... Annem bir gün dayanamadı çekti karşısına... 

Neyin var senin? - Anne bi şeyim yok 
Hasta mısın? - Hayır... 
Dersanedemi sorun var? - Hayır ( aslında evet ) 
Borcun mu var? - Hayır... 
Arabayımı çarptın? - Hayır... 
Delirdin mi? - Hayır... 
Uyuşturucu mu kullanıyorsun? - Anne hayır saçmalama... 
Aşıkmısın - Hayır ( aslında evet ) 

Bülent Ersoy gibi mi oldun? - EVET... 

( Bir an sessizlik ).... AMAN BE OĞLUM DERDİN BU MUYDU? NE OLURSAN OL SEN BENİM CANIMSIN KENDİNİ ÜZMENE DAYANAMIYORUM VS VS VS... 

Annemin bu olgun tavrı karşısında ben ŞOK tabi ( hiç beklemiyordum )... 

Anne lütfen çıkarmısın ( muhabbet benim odamda geçti ). 

Annem çıktı bi sigara yaktım balkona çıktım sigarayı attım banyoya girmek için odamdan çıktığımda koridorda annemle karşılaştım...5 dk. önceki anlayış abidesi kadından yüzyılın bomba sorusu... 


NE YANİ ŞİMDİ BENİM 2 DAMADIM MI OLACAK ? ( 1 de ablam var da )....

:) tabii ki anne evladının farkında burada. Zira hiç bir anne çocuğuna "Bülent ERSOY gibi mi oldun" diye sormaz :D Fırsatını bulmuş ve sormuş, arkadaşımızda fırsatı lehine çevirmiş. Lakin kafalardaki algı yine cinsel yönelim ile cinsel kimliğin karıştırılması yönünde ;)

***

Lisedeki en yakın arkadaşımın (ve şu anda hala kankamdır) yazlığına gitmiştik...Çoğu konuda hemfikir olduğum ve zevklerine de güvendiğim bi arkadaşımdır... Mesela hala deli gibi bilgisayar konsol monsol ne bulsak oynarız annelerimiz de bize şaşıp kalıyor bu olgunluğumuz karşısında :) 

Yazlıkta kalırken ailesi istanbula dönmeye karar verdi.Biz de bekar hayatı yaşıyoruz.Bu arada onun sevgilisi var bana da sevgilisinin arkadaşını ayarlama çabasında...Neyse...İki gecem sahilde o kızla sevişme denemeleriyle geçtikten sonra eve döndüğümüzde ben bu işi kıvıramıyorum herhalde diye düşünürken içimi fena bir korku ve sıkıntı kapladı... 

Ertesi gün depresif bir modda dolanıyorum en sonunda arkadaşım baktı ben evden çıkmıyorum, sordu...Neyin var...Bir süre cevap veremedim...Sonunda O'na bir şey söylemek istediğimi ama bunun arkadaşlığımızı etkileyebileceğini söyledim...O da 
"Ne o lan...Top musun yoksa?" dedi...Ben bi anda gülsem mi ağlasam mı bilemedim... Sonra gerçeği öğrenince o da özür mü dilesem diye düşünmüş... 

Neyse...Hayatımda arkadaşlık kararı verdiğim için pişmanlık duymadığım iki kişiden biridir...Olgunluğu beni hayrete düşürmüştü...Başlarda dumur olduğu için bana kız ayarlamaya çalışmaya devam etmişti...Ama sonunda benimle Yılbaşında Neoya gelip (sevgilisiyle tabii) bir iki sevgilimle de tanışacak kadar olgun biri olduğunu kanıtlamıştı... 


Bu arada depresif takıldığım gece saat 4 sularında deprem olmuştu...Şu kimsenin unutamadığı 17 Ağustos Depremi...Yani "bi out oldum yer yerinden oynadı"

***

devam edecek tabii ki isterseniz hıh

(burada alıntıladığım tüm yazılar benim de bir zamanlar üyesi olduğum ve şu an aktif olarak kullanılmayan e-disco' daki çok değerli forum arkadaşlarıma aittir)

sizin de böyle açılma hikayeleriniz var ise bana yazabilirsiniz: ogaybende@gmail.com

Dolaptan Çıkış Hikayeleriniz - II - için tıkla >>>
Ogaybende Blog Yazarı

20 yorum:

  1. Tabii ki devam etmesini isteriz Ogayciğim. Farklı hayatlardan hikâyeler bizlere farklı bakış açıları kazandırıyor. Yazdıklarını kâh üzülerek kâh sevinerek okuyorum. Bazen keşke; bazen de iyi ki, diyorum okurken.
    Birinci paylaştığında bence kendini kabullenememe gibi bir durum var. Çünkü senin de dikkat çektiğin "deneyeceğim" ifadesi sanki bir yemeği deneyecek beğenmezse yemeyecek, izlenimi uyandırıyor. Bu gönül işleri öyle midir Allah aşkına?
    İkinci paylaştığın bize bir kez daha gösteriyor ki her gördüğümüz sakallıya dede diye sarılmamalıyız. Sarılıyorsak da alacağımız her tepkiye hazırlıklı olmalıyız. Suratını yakışıklı bile bulmuyorum, demiş. İşte onun için en başta hislerimize kulak vermemiz lazım. Birisini gerçekten seviyor muyuz, ona âşık mıyız; yoksa bu sadece bir hoşlanma mı? Bunu kendimize dürüstçe sormalıyız. Mantığımız, duygu selinden boğulmadıysa tabii. Şunu da bilmeliyiz ki bizi olgunlaştıran, bizim sevgimizi hak eden kişileri daha iyi görmemizi sağlayan da yine böyle hayal kırıklıklarıdır. Onun için "heterolar" genelde ana yollarımıza gitmemizi sağlayan küçük, çakıllı çukurlu yollardır. Bize kattıklarınız için teşekkürler hetero-platoniklerimiz.
    Üçüncüsünden de anlıyoruz ki açılmak için ya arkadaşımıza kendimizden daha fazla güven duymalıyız ya da arkadaşlığımızı kaybetmeyi göze almalıyız. Bunu sorguluyorsak zaten hiç açılmamalıyız.Çünkü beşincisindeki gibi bir arkadaş maalesef az görülen bir durum.
    Dördüncüsü için fazla söze gerek yok. Annelerin hisleri kuvvetlidir. Ancak eşcinsellikle ilgili cehâlet içimi acıtıyor. Bunun için de yine bu ülkeye bizi anlatacak bir Xavier Dolan lâzım diyor ve susuyorum (Zaten susmayıp ne yapacaktım, yazmış da yazmışım :)).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aman çok uzun oldu yahu diyerek yorumlarınızdan kısmayın :D bol bol yazın ;)

      Sil
  2. "o yıllarda gay şimdi kadın pembe kimlikli falan"

    Allah kimseyi cahil etmesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah tiffanycim sosyal baskına dayanamadım :)) evet bazen bu tarz karıştırmalar yapılabiliyor. Ama şöyle açabiliriz kimliğini tam olarak adlandıramadığı ve kafası karışık olduğu çin kendini o zamanlar gey diye lanse eden arkadaşım trans kimliğini kabul edip nihayet pembe kimliğine kavuştu (olabilir mi :))

      Sil
    2. ahaHahayyyy sosyal baskılarım kalp ben :D

      Aynen öyle zaten, cehaleti de kendini yanlış adlandırmasına söyledim zaten :) bu cehaletin de ortadan kalkması için Varım ya ben zaten

      Sil
  3. ah melisciğim...

    keşke ogey amcan bu hikayelerin neredeyse 10 yıllık geçmişi olduğunu bir köşeye iliştiriverseydi de okuyanlar, yazıyı o zamanki şartlara -sanal platformlardaki eşcinsellik üzerine bilgi akışı, kişilerin tecrübeleri vs- göre daha sağlıklı değerlendirebilselerdi.

    (yaş alıp başını gidince gençlik günlerini yad etmek istedi yalım, çaktırma ahahahayt)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. blogumun baş şizofreni de gelmiş :D yavrum o yıllarda seni nasıl bataklığın içerisinden çıkarıp 40 tas su ile arındırdığımı bir ben bir sen bir de disco duvarları bilir hıh

      Sil
    2. ayöl ben o zamanlar iki örgü saçlarımla sitenin bahçesinde sek sek oynuyordum, iftira atmasdfghjklş

      Sil
    3. üstüme iyilik sağlık artık yüzün tanındığı için patroniçen tarafından site kapısına atılıp gittiğini cümle alem biliyor. Bknz. osmanlı da eşcinsel hikayelerine bile konu olacak türden hamam oğlanlığından ** oğlanlığına evrildiğini bir ben bir de o hamamdaki kurnalar göbektaşları bilir :D ahahah

      Sil
  4. :)) kıssalı hisseli ooy oyy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aman efenim kimleri görüyorum, yazılarınızla özlendiniz ;)

      Sil
  5. Bende mail atıcam sana bizim (tek taraflı) ilişkimizin nasıl başladığını ve bildiğin sona nasıl gittiğini :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bekliyorum efenim ;) şimdiden teşekkürler.

      Sil
  6. Out olursam da annem 4. Metindeki gibi karşılık verirse nefes almayı unutabilirim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. niye kötü mü yani :D "ne yani benim 2 tane mi damatım olacak :D"

      Sil
  7. Enteresan hikayeler benim coming out closet bilmem nelerim çok daha farklıydı. Çok daha basit diyelim ay ben bunun hakkında yazı mı yazsam ne

    YanıtlaSil
  8. Ünlü İngiliz oyuncu Rupert Everett 2009 da The Observer gazetesine bir açıklama yapmış:

    "Eğer film işine girmiş 25 yaşlarında bir oyuncuysanız, dolaptan çıkamazsınız. Aksi halde bir noktada mutlaka duvara çarparsınız."

    Ben bu noktada şu açıklamayı yapabilirim.

    Eğer 20 li yaşların başında ve henüz kendi ayaklarınız üzerinde duramayan bir bireyseniz. Bu süreci iyice düşünmeli şartlarınıza ve kendinize duyduğunuz güvene göre açılma yolunu seçmelisiniz. Açılma işi hayata karşı kararlı bir duruş, baskın bir karakterin yapabileceği bir şey olsa daha iyi zira bulunduğumuz şartları iyi analiz edemezsek ciddi anlamda duvara toslarız.

    Bunlarda benden :)

    http://gayganzemin.blogspot.com/2007/03/ailede-birileri-biliyor-byk-ablam-annem.html

    http://gayganzemin.blogspot.com.tr/2007/03/ailede-birileri-biliyor-kk-abim-i-en.html

    http://gayganzemin.blogspot.com.tr/2007/03/ailede-birileri-biliyor-annem-i-annemle.html

    http://gayganzemin.blogspot.com.tr/2007/03/ailede-birileri-biliyor-kk-ablam-kk.html

    http://gayganzemin.blogspot.com/2007/04/ailede-birileri-biliyor-ortanca-ablam.html

    http://gayganzemin.blogspot.com.tr/2007/04/ailede-birileri-biliyor-byk-yeenim-daha.html

    YanıtlaSil
  9. Bir de mail attım sana... Liselere döndüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Nakharcım; mailini okudum en kısa süre de yayınlayacağım yukarıdaki linklerle birlikte tekrar teşekkürler katkılarından dolayı ;)

      Sil

Yaz yaz için de kalmasın