Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Onur Haftası ve Onurlu Yürüyüşümüz



Evet arkadaşlar koskoca 1 sene geçmiş benim de dahil olduğum İstanbul blogger buluşması ve Onur Yürüşü üzerinden. Zaman ne çabuk geçiyor yahu. Ayrıca tarihi boyunca en kalabalık olan yürüyüşe katılmış olmam da benim için bir kazanç ve mutluluk açıkçası :) Hoş ilk başlarda bazı tereddütlerim vardı ama ayaklarım beni yürüyüş meydanına nasıl götürdü o sele nasıl kapıldım hiç anlamamıştım bile. Devamında ise kafamın içindeki düdük sesleri kaldı :D hoş o düdüğü halen saklıyorum :)) Buyrun geçen seneki izlenimlerim için;

Blogger Buluşması ve Onur Yürüyüşümüz
Blogger Buluşması ve Onur Yürüyüşümüz -2-

orada da dediğim gibi;


yılda 1 kere bile olsa "herkese out bir şekilde umarsızca yürümek" 
işte özgürlük bu olsa gerek...

gelelim bu seneye. Bu sene de katılımın oldukça fazla olacağı bir yürüyüş olacağını düşünüyorum. Maalesef Gezi Parkı olaylarından sonra Taksim ve civarı başta olmak üzere ülkenin bir çok yerinde olaylar patlak verdi hepimizin de bildiği üzere. Gezi Parkı hakkında yüzlerce şey yazıldı çizildi falan artık kendi adıma söylüyorum çok sıkıldım halen umarsızca ve pervasızca açıklamalar yapılıyor iken ölenler öldüğü ile kalıp sakatlananlar sakatlandığı ile kalıyor failleri ise "kahraman" ilan ediliyor. Çok sıkıldım bahsetmicem diyorum ama konuyu sonunda yürüyüşe bağlıcam :) 

Bana göre başta masumca başlayan olaylar gerek bazı fırsatçı grupların bunu fırsata çevirmesi ile gerekse hükümetin ve polisin tutumu ile iyice çığırından çıktı. Ne demişler kümesin olduğu yere tilkilerde gelecektir elbette. Ortalıkta o kadar çok tilki türedi ki kümes ve yumurtalar ziyan oldu ve bana göre de olay çığırından çıktı.

Öncelikle hiç bir devlet kendi toprakları içerisinde kurtarılmış alan ! gibi lanse edilen bir şeylerin varlığına izin vermez. Bunun yanında yapılan müdahaleyi de haklı göstermez lakin ! fırsatçıların bunu fırsata çevirmesi dolayısı ile istenmeyen olayların baş göstermesine büyük bir zemin oluşturduğu da bir gerçektir. Televizyonların önünde Türk Bayrağının yakıldığını gördüm ! bu nasıl bir provokasyondur ya da bu neyin kafasıdır? Peki hükümetin ben istediğimi yaparım kafası neyin kafasıdır evet bir çoğumuz zaten onu sorguluyoruz haklıyız da. Böyle mi olmalıydı ya da böyle mi sürmeli bilemiyorum.

Siyasetten nefret ettiğimi defalarca bildirmişimdir bilemiyorum çoğu arkadaşımızda ben apolitiktim ama bu olaylardan sonra değilim artık falan diyor. Ama Onur Yürüyüşünün ve Onur Haftasının "Direniş" ile lanse edilmesine de karşıyım ben.

Dediğim gibi bana göre Direniş olayı rotasından çıkmıştır ve çok başka yerlere gelmiştir bir nevi sivil darbe ! niyeti taşımaktadır. Bunu herkesin desteklemesini beklemek ya da herkesi kapsaması gereken bir oluşumun bu yönde tavır alması bana göre kabul edilemez Mahalle baskısından nefret ederken ve her türlü baskıya karşı çıkarken isteyerek ya da istemeyerek mahalle baskısını ! uygulamakta yersizdir. Tıpkı bazı sanatçılara yapıldığı gibi.

Eşcinsellik siyaset üstü bir oluşumdur ve bana göre bizi temsil eden bir hafta ve yürüyüşe siyasetin karıştırılması yanlıştır.

Eşcinsel olarak her türlü homofobiğe karşı bir duruşumuz var değil mi 

Akp li, Mhp li, Chp li Bdp li vırtlı zırtlı eşcinsel arkadaşlarımız olabileceği gibi dindar, ateist, deist vs de olabilir. Dediğim gibi Eşcinselleri savunan oluşumlar bu tarz şeylerin üstünde olmalıdır. Kimseyi küstürmemek gerekir.

Eşcinseller olarak her türlü ötekileştirmeye karşı duralım ve her türlü ötekileştirmeye de alet olmayalım derim ;)

Bu vesile ile umarım yürüşüMÜZ bu tarz olaylara alet olmaz ve her sene olması gerektiği gibi sadece BİZİ temsil eder...



Bu sene de yürüyüşe katılmayı planlıyorum ama şimdiden nezle mi grip mi olduğunu bilemediğim bir vücut kırgınlığım var. Ayrıca sevgili kaan arkadaşımız ortaya çok güzel bir fikir attı ve ikamet sorunu olan arkadaşlarımıza yardımcı olacak bir plan program hazırladı detaylı bilgiler kendisinde en son durum nedir bilemiyorum ben de. Bakalım şimdilik başka bir şey çıkmaz ise orada olucam ;)


Lambda İstanbul 21. LGBT Onur Haftası Programı

24 HAZİRAN PAZARTESİ
13.00: Basın Toplantısı
14.30: Medya Forumu
17.00: Fotoğraf Atölyesi
18.00: Direniş Forumu
20.30: Tiyatro - Uğrak Yeri (Craft)


25 HAZİRAN SALI
14.00: Atölye - TIR
17.00 Fotoğraf Atölyesi
18.00 Performans - TIR
19:00 Atölye - BDSM
19:00 Film Gösterimi ve
Söyleşi - Benim Çocuğum


26 HAZİRAN ÇARŞAMBA
14.00 Vegan Atölye
17.00 Trans Gündem Oturumu
19.00 Atölye: Rahatsız Erkekler
19.30 Panel: Transfobi ve
Çatışan Feminizmler
22.30 Onur Haftası Açılış Partisi


27 HAZİRAN PERŞEMBE:
14.30 Panel: Bir Direniş
Yöntemi-Hukuk
17.00 Atölye: Biyolojik Cinsiyete Karşı Manifesto
18.30 Panel - Seks İşçiliği
21.00 Tiyatro - Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi (Kumbaracı50’de)


28 HAZİRAN CUMA
13.00 Forum - Öğrenci Buluşması
16.30 Fotoğraf Atölyesi
16.30 Panel: Queer Pedagoji
19.00 Panel: LGBT, Çalışma
Hayatı ve Sendikal Hareket
20.00 Ayı Onur Haftası: Bar Partisi
21.00 Hormonlu Domates Ödül
Töreni ve parti


29 HAZİRAN CUMARTESİ
13.00 Panel: Savaş Çağında LGBT Mülteciliği
15.30 Panel: Sessizleştirilen
Bedenler
16.00 Atölye: HIV
18.00 Panel: İttifak ve Karşıtlıklar
20.00 Ayı Onur Haftası:
Bar Partisi
21.00 Film Gösterimi ve
Söyleşi: Act Up


30 HAZİRAN PAZAR
17.00 LGBT Onur Yürüyüşü
20.00 Ayı Onur Haftası Kokteyli
21.00 Onur Haftası Kapanış Partisi
Etkinlikler ücretsiz ve Cezayir Restoran’da...
Ogaybende Blog Yazarı

Abbas Yolcu :/



Selam Ahali;

Vakti zamanında şöyle başlıklarım vardı ki okumayanlara okumalarını tavsiye ediyorum.

Gay Soldier Serisi
Askerden Muaf Olanlar Anlatıyor Serisi

efendim verdiğim linklerden de anlaşılacağı üzere askere gidiyorum bugün şubeme gidip kararımı aldırdım hoş sanki aldırmasam erteleme şansım olacak, öyle bir şansım yok sonuna kadar kullandım tüm erteleme haklarımı :D 

Daha önceden de belirttiğim üzere ki yukarıdaki linklerde de mevcut sağlık muayenesi olacam düşüncesi ile gittim ama daha önceden olduğumdan dolayı "ne muayenesi diplomanı ver diploma üstünde okulu bitirme notunuz yoksa notu gösterir transkriptini ver yeter" denildi ben de verdim :/ yabancı şube olduğumdan mütevellit (aç parantez yabancı şubeden kasıt benim yabancı olmam olmuyor tabisii, hoş kim istemez şöyle biscolata reklamlarındaki gibi italyan deliganlısı olmayı lol oradaki kasıt kütüğe kayıtlı olduğun yerin ikamet ettiğin ve yoklamanı yaptırmaya gittiğin şubenin farklı olması) bu sebeple her evraktan 2 (iki) şer tane yapıyorsunuz bilgi olsun kayıtlara geçilsin :P

Velhasılı kelam yoklamamı yaptırdım. Önceden ortalıkta askerler gezerdi şimdi ise hep sivil memur var en son evrakınızı imzalattığınız şube komutanı var ki rütbesini bilemediğimden dolayı en üst mertebedeki adam olarak şube komutanı dedim diğerleri hep sivil önceki kasvetli havasından eser kalmamış böyle daha iyi olmuş hoş bazı sivil memurlar kendilerini kaptırıp askeri memur sanıyor kendilerini lakin prim vermeyin ;)

Birde söylemeden edemicem belki burayı okur falan (o.O) bir gay olarak bir ortama girdiğiniz zaman ister istemez radarlarınız açılır ortamı şöyle bir süzersiniz mimari yapısı nasıl tablolar ne şekil kolonların durumu gibi (ahaha yemediniz tabi ben de yemedim) ortamı süzersiniz ve dikkat çeken bir hemcinsiniz var mı diye :D Ben de sıramı aldım ve sıramın gelmesini beklemek için en ön koltuğa oturdum çaprazımdaki bankoda bir ovlan duruyor ama ne duruş (o.O) bir kot pantolon fetişi olaraktan öncelikle giydiği kotu çok beğendim markasına bakmak için çok uğraştım (yallaaannnn puhahah :D) gri bir kot giymiş üstüne beyaz t-short t-shortünün altına bir şey giymemiş kotun altına colins marka baksır giymiş :D tabi ben bunların hepsini kot pantolonunun markasını öğrenmek için baktığımdan öğrendim inanın  :D


şu poponun kot giymiş halini düşünün artık ahahah sanırım bir evrak eksikti ve onu almak için çıktı çıkarken göz göze geldik gözlerimi kaçırmadım bu sefer ama oda kaçırmadan bakınca ilk kaçıran ben oldum haliylen :D sonra tekrar geldi ben imza işlerimi hallettim o da haleltmek için komutanın odaya girdi falan ben en azından çıkarken beraber çıkalım belki sohbet imkanı bulurum diye olanca yavaşlığımla evrakları toplama, cüzdana nüfus cüzdanımı yerleştirme gibi bilimum gereksiz işleri sallana sallana yaparken ki işim bitmişti çoktan çıkmam lazım ama onu bekliyorum o bir türlü çıkamadı (o.O) velhasılı oradan onsuz ayrıldım :( evet olur da burayı okursan gri kotlu beyaz t-shortlü arkadaşım o sana dik dik bakan bendim :D mailim sol üstte ahahah

neyse ya :/ bu saatten sonra askerlikte yapmak varmış şimdi ergenlerle askerlik yapıp olanca mantıksız şeyleri kucaklayacağım Ağustostan sonra başlayan koca bir 5,5 ay beni bekliyor :/


(o.O)

lan belki de aradığım aşkı orada bulurum he ne dersiniz :D (bok bulursun diyenleri öptüm :D)


Ogaybende Blog Yazarı

Öyle Bir Esti... (son)



<<< öncesi
en başı >>>

olayı yazı dizisine çevirdim resmen lol artık öyle bir beklenti oluştu ki "lan verdin mi vermedin mi onu bi açıklığa kavuştur yeter" noktasına geldi olay ahaha LOST dizisi gibi dandik bir sonla mı bitirsem yoksa olmayanı olmuş gibi hayalimi devam etsem bilemedim yok yok devam ediyorum ;)

evet deli cesaretimi desem deli mi dürttü desem bilemedim ama masasına kadar gitmiştim ve oturabilir miyim demiştim bile ok yaydan çıkmıştı yani :) hoş sonradan düşününce o kadar neden kastım ki diyorum alt tarafı boş bir masa tamam devamlı baktığın ve senin de farkında olduğunu bildiğin! halde gidip oturabilirsin ne olacak lol ama öyle değil işte o an her şey durdu ben - O - masa - oturmam ve bu eylemimin gerekçesini açıklama olayı ile baş başa kalmıştım. Giderken hangi kafayla gittim kafamda ne kurdum hepsi uçmuştu :D sap gibi (bu yumuşatılmış hali :D) kaldım bir anlık :)

- ders çalışıyorsun sanırım? (önünde bir sürü ders notu kantindeki ben dahil hepimiz sınav notlarımıza bakıyoruz ve benden gelen soru bu :/)

- hımm evet malum sınavlar var, sen de çalışıyorsun sanırım yanındaki kim?

- (o_O) (laan demek benim de orada olduğumun farkındaydı nasıl olmasın kene gibi yapıştı mı yapışıyorsun ahahah) aa evet arkadaşım çay almaya gitti O'da (o.O)

*** artık olaya girse modunda ***

- şey bir kaç defa durakta karşılaştık sanırım yakın yerlere gidiyoruz haftasonları giderken beraber gidelim dicektim yol arkadaşı olarak :O (oha yeminlen böyle bir şey dedim :D)

- o_O hımm o.O (bumuydu lan derdin bakışı) olur tabi neden olmasın 

- ben: ^_^ peki ben yerime geçeyim sen de rahat rahat ders çalış oldu görüşürüz :mihi:

ve olayı bitirmiştim, kendimce ilk adımı atmıştım ama saçma ama değil bir şekilde iletişime geçmiştim :) gerisi kolay olacaktı. Aynı mekanda bulunuyor olmamız bile bana yetiyor iken artık yan yana oturabilecek - sohbet edebilecek gerekirse dokunabilecektim :) bu bile bonus idi bana yeterde artardı hetero bile olsa ! (malum kalbin aklına, aklın aklı ermiyor işte :P)

böylece hedefime ulaşmış bir şekilde bir dönemi daha bitirmiştim :) ara tatil aylar sürmüştü sanki ama bitmişti ve okula gitmiştim tekrardan. Sanırım 1 hafta falan hiç karşılaşamamıştık bir gün kantine girdiğimde onu gördüm tenis oynuyordu sanırım, geçip izledim bir birimize selam sabah vermeden hemde :/ yazının başında ne demiştim flashback;

"ben ki takip ederse takip ederim ilk o yazsın ben sonra yazarım vari takılan neden bir sevgilim yok acaba sorusu karşısında bir sevgili yapmak için kılımı kıpırdatmadığım halde yakınan beni okuyanların ise "bu her şeyi yalamış yutmuş lan" diye lanse edebilecekleri ama yalayıp yutmayan lool :D blog yazılarımla eşcinsel varlığımı sürdüren ogay'im."

bunun üzerinden 1-2 gün daha geçti ve kantindeyim duvar kenarına yaslanmışım öyle bakınıyorum bu girdi içeri benim tarafa doğru geliyor :) iyice yaklaştı ve ben duramadım yine :D

- selam
- aa selam naber?
- iyidir, hiç selam sabah verdiğin yok (bendeki pişkinliğe bakar mısınız ahahah)
- görmedim ya gel sana bir çay ısmarlayayım
- (o.O) tamam

ve masaya geçtik gidip çay aldı geldi biraz içtik "benim dersim var dersten sonra buralarda ol görüşelim" diyip derse gitti ben buralarda ol demene de gerek yoktu ama olsun modunda :D kendi kendine gülümser halde çayımı içtim :))

işte böyle tanışmış olduk okuyucu. Size ufak bir tanışma hikayesi gibi gelebilir ama bunu yaşayan - yaşatanlar beni çok iyi anlayacaktır ;)




sonrası malum okuldaki en iyi ve en çok zaman harcadığı arkadaşı haline gelmiştim :) zira benden yana sıkıntısı yoktu bir plan yapsa ona itiraz edecek birisi de; zira öyle bir durumda sizin ne istediğiniz değil onun ne istediği önemli oluyor :) bu durum arkadaşlarımında dikkatini çekmiş olacak ki "artık bizimle eskisi gibi takılmıyorsun" lu serzenişlerin gelmesi geç olmadı çoğu planlarında ben yoktum artık :/ benim için sorunmuydu değil :D

evinde yemek bile hazırlamıştı benim için :) yine bir gün kafede oturuyoruz bir fotoğrafını çekmiştim aldığım tepki aynen şöyle idi;

- yuh şimdiye kadar çekindiklerimin en iyisi çok güzel çekmişsin sinan :)
- ben: ^_^

bilmiyor ki O'nu nasıl gördüğümü; artık O bakışımı objektife nasıl yansıttıysam aklımdakini gözümle objektife aktarmışım işte :)

yine bir gün film izleme günü 5-6 arkadaşız evdeyiz ve yan yana dizilmişiz kimimiz uzanmış halde kimisi yarı oturur halde :) benim yerim tabi onun yanı o yarı oturur pozisyonda ben ise uzandım ve kafamı dizlerine koydum filmi izliyorum sorsanız ne izliyorsun diye anlatamam :D konu film değil zaten benim fiziki olarak temas halinde olmam bir müddet sonra odanın karanlığı ve izlediğim filmin loş ışığından faydalanarak elimi yanlışlıkla :O diye devam edeceğimi sandınız ama değil ahahah :// film bitti ogün o evde kaldım ve malum öğrenci evi stayl balık istifi sıralanmıştık yan yana :) Normal de mümkün değil yatamam rahat edemem bu durum farklı sağ tarafıma doğru o yatıcak ya yan yana yatıcaz ya :D tabi millet sızdı ben ne yaptım sabaha kadar uyuyamadım nefesi enseme - yüzüme geliyordu ve çok güzel uyuyordu :( 



üşüdüğüm halde pozisyonumu değiştirmedim - üstümü örtmek için bile kımıldamadım sabahında ise ruh gibi millet okula gitti ben eve :D uyumaya hahaha o gün O'na en çok yakınlaştığım zamandı :) 

malum en samimi arkadaş olunca ne eksik olmaz ??? dersleri :) derdi neydi tabii ki bir kız bir gün yine yan yana uzandık sohbet ediyoruz bir kız var dedi ve teklif ettim ama başka görüştüğüm var demiş falan öyle bişi bana anlatıyor gözlerinin içine baktım ve;

- boşver o ne kaybettiğinin farkında değil ;) O an bir müddet bakıştıktan sonra yapışmamak için zor tuttum kendimi :D ogün bugündür aseksüelim ahahaha :D 

böyle; şimdi mi aklımın ucunda bile kalmadı iyi bir dost olduk arada telefonlaşıyor yaşadığımız şehirlere gidersek görüşüyoruz... Aklım vakti geldi ve kalbimin sesine bir dur demişti zira ;)

Sonuç olarak; (KTOG stayl :D)

*** Bir heteroya aşık olmayın,

*** Olursanız da platonik platonik takılmayın onunla arkadaş olmaya çalışın

*** Arkadaş olun ki zamanla ve tanıdıkça içinizdeki sevgi arkadaşlığa ve dostluğa doğru kayıyor isteseniz de farklı düşünemiyorsunuz

*** Tanışmak için ortak alanlar yaratın ve fırsatını yakaladığınız zaman adım atmaktan çekinmeyin

*** ARTI herkes biseksüel doğar gönül bir tarafa kayar eğer kendinize güveniyorsanız herkes sizin için birer sevgili potansiyelindedir :D (*bu da golden boy stayl olsun :D)

son olarak; gereksiz uzattım belki ama yazarken ben mutlu oldun umarım sizde okurken mutlu olmuşsunuzdur...

+++ Kulaklarımı çınlatanlar hepinizi >öpüyorum< :D 
Ogaybende Blog Yazarı

Öyle Bir Esti ki... (devammm)




<<< öncesi
en başı >>>

Selam;

Arayı biraz uzun tuttum farkındayım özür, konu bütünlüğü de kayıp oldu sanırım o yüzden devam etmenin bir anlamı yok :( dicem ama yok yok devam edeyim bu tarz durumlar ile karşılaşanlara ne yapması gerektiklerini ve ne yapmaması gerektiklerini anlatan bir yazı dizisi oldu olacak biraz da :) Zira bana gelen soruların bir çoğunun içeriği bu yaşanmışlıkla paralel ve cevaplarını bu satırlar arasında bulabilirler diye düşünüyorum.

Durakta bineceğim dolmuşu beklerken akşam saatleri, soluma doğru döndüğümde birisi bana doğru yaklaşıyordu ve bu yaklaşan kişi de O idi. Beynim o esnada kaç tane soru - cevap bitirdi kaç senaryo yazdı saniyeler içerisinde bunun haddi hesabı yok :) yanıma kadar yaklaştı ben meraklı bir şekilde ve biraz da donmuş bir şekilde kalakaldım ve;

- Ateşin var mı?

sorusu ile normal dünyaya döndüm :) zira o esnada yarattığım senaryolar içerisinde yüzmekte idim. Şu gibi bir yaklaşım olabilirdi;

- Sen beni mi takip ediyorsun?
- Zaten çoğu zaman bana bakışlarını yakaladım hayırdır ne iş?

vs gibi :D ama o sadece elinde sigara ateşin var mı? diye sormuştu. Hani tanımadığınız birisi ile iletişime geçilebilecek en eski yollardan birisi olan. Ateşi verirsin ve o esnada 2. hamlesi gelir sohbet aşamasının zira ateşi aldıktan sonra uzaklaşma imkanı yok aynı duraktasınız vs. Ayrıca sigara içen birisinin yanında ateşinin olmaması da ilginçtir yani oradan da anlayabilirsiniz ya cidden ateş istemek için yaklaşmıştır ya da muhabbet açmak için :P 

Kafamda dönen binlerce senaryo içerisinde olmayan bir soru ile karşılaşınca afalladım ve sadece - yok diyebildim. Kısa - net - tok - ruhsuz ve istemsizce (o.O) ve kafası ile okey yapıp arkasını döndü ve durağın biraz daha gerisine doğru ilerledi. Olacağı buydu zaten artık yanında ateş olmamasına mı kızarsın yoksa kısa ve net cevap verdiğine mi :) 

- yok ama bir dal da bana verirsen buluruz ehi :)

şebekliği ile yanımdaki tanıdığın tanımadığın herkesten ateş dilensene be adam ama ben ne yaptım kestirip attım :/ ve dolmuşum da gelmişti zaten :( onu o durakta bırakıp dolmuşa atlayıp götüme baka baka gidecektim lakin benden önce dolmuşa atladı ve koltuğa oturdu (o.O) oha lan o kadar alternatif dolmuş arasında aynı istikamete giden dolmuşa binmek ayakta onun yanında yalı kazığı gibi dikilmem yola bakıyorum ayağına yandan yandan süzmem :D insanalar iniyor biniyor ama ne o ne bende bir hareketlenme yok heh bir de aynı yerde inelim tam olsun aq derken o indi hem de benden 1 durak önce o an dedim evet aynı muhitlerde takılıyoruz ;) Dolmuştaki konumumu şu şekilde özetleyebiliriz (sağdaki ben ahaha :D)



















ve bu ilk adım ve tanışma fırsatını kaçırmıştım. Devam eden günlerde yine kantinlerde sürtmelerim devam etti :) Arkadaşlarım hadi evlere gidelim diye ayrılırken ben biraz daha oturucam diyerek "O" kantini terk etmeden terk etmediğim ve yalnız başıma masada oturduğum çok zaman olmuştur :) evet şizofreni bir durum yaşamayan bilemez hıh hatta doğum günümde ev arkadaşlarım bana doğum günü sürprizi yapmışlar benim aklımda ise ne doğum günü ne de ev olunca ve bekle bekle ben gelmeyince en nihayetinde gelip bir sürü laf eşliğinde eve götürülmüşlüğüm de vardır not edilsin :D

Bana sorulan sorularda da olduğu gibi tanışmaya çalışın tanışmayı sağlayabilecek ortak şeyler bulun ve adım atın diye bilmiş bilmiş cevaplar veren ben bu yolu zamanında izlememiş olmasam bilmem di mi :D baktım böyle olmayacak iyice mala bağladım ortak arkadaş grubu ve ortak etkinlik arayışlarına girdim ve etkinlik kendi ayağı ile ayaklarıma gelmişti :D hem de 2 kere

devam edecek ahaha yok ediyor :D (kime neyse artık çokta meraklıydılar lol)

ilki ülkücü ağabeyler toplantısı (o_O) lise ve üniversitelerin olmazsa olmaz gruplarından birisi. Kimisi aman birisi bana bulaşırsa sürü gibi dalarız ayağında takılır kimisi ezikliğini bu tarz organizasyonlar arasına kaynayarak giderir ve millete artistlik yapar (-artiz mi ne artizi artiz ne arar la okulda lol) kimisi gerçekten bu yola baş koymuştur vs ben de benimkini (hangi ara benimki olduysa artık geçen rüyama girmiş ve halvet aman arkadaş olmuştuk ahahah) ne diyordum bizimkini ben bu grupların yanında bir kaç kere görmüştüm hatta reis - ağabey tayfasının masasında da oturduydu evet bu kanaldan girip aynı ortamı yaratabilirdim :D bir öğrenci evinde toplantı düzenlenmiş hem tanışma hem de okula yeni -reis- tayin edilmesi meselesi konuşulacakmış evin adresi alındı toplantı saati alındı ve sıra gidilip gidilmeyeceği kararına kalmıştı :) ve ben ne yaptım 

- gittim (o_O) :O :D

ama ne gitme :D toplantı saatine kadar kafamda net bir karar veremediğimden dolayı eve geç gittim apartmana önümdeki bir kaç kişi ile girmiştim oradan da eve.

Biz girince millet ayağa kalktı falan sıradan milletle selamlaşıyoruz tokalaşıyoruz falan onlar önde ben arkada tüm evdekileri sıradan geçirdikten sonra sonradan -reis- olduğunu öğrendiğim kişi en başa oturdu ben de boş bulduğum bir yere tabi sınıftan bir kaç arkadaşta bana şaşkın gözlerle bakıyorlar falan bu taraklarda bezin yoktu ne iş gözü bu bakış :D 

Çatışma halinde olduklarını varsaydığım bir kaç kişi ki yurttan tanıyorum onları onlarda bana bakıyor falan heh dedim herhalde ben söze giricem sanki terör yuvasına girdik alt tarafı tanışma toplantısı ve bana göre olumsuz bir durum yok felan ama (o.O) benimkisi yok :) hatır için çiğ et yenir olayına döndü geldin dinle madem okulla alakası olmayan -reis- adlı kişi bir şeyler anlatıyor millet dinliyor ben onu bulamamanın verdiği içsel sorgular içerisinde dönüyorum falan neyse bir gün sonra arkadaşların bana neden dik dik baktıkları ortaya çıktı zira tanışmaya gelen ve önceden tanımadıkları -reis- denen şahıs ile aynı anda mekana dalınca ve onlarla birlikte milletle tokalaşınca sen kalk beni onun en yakın adamı san ahahaha okulda da hiç belli etmiyorsun diye de çemkir oha dedim ne alaka lan sadece öyle denk geldi ben benimkini aramaya geldiydim hem hıh da diyemedim ama olayı açıklarken yine akıllarında bir şüphe! kaldığından eminim -evet ben gizli reisim lol- 



bu olay tam manasıyla içimde patlamıştı :/ üniversite de okuyanlar bilir bazı girişimci ruhlu kişiler lol bir araya gelip - aman efendim gezi düzenliyoruz - yok şu gösteriyi getiriyoruz adı altında çeşitli işler yaparlar. Yine sınıf arkadaşım bu biletlerle yanıma geldi ve;

- sinan hafta sonu okul kantininde şöyle bir etkinlik olacak gelir misin?
- aman işim olmaz öyle şeylerle
- gel lan değişiklik olur hem
- yok yok kalsın 
- iyi sen bilirsin

mihvalinde bir muhabbetten sonra yine malum mekanıma gittim :D çayımı aldım tam masama yönelicem bir masa etrafında toplaşılmış benimki de orada yanlarından geçerken şöyle bir bakındım oda nesi benimkisinin elinde kendininkisi lol :D neyse sapıtmayayım o etkinliğin biletleri (o.O) laan laaan hemen arkadaşı buldum ve bende bilet aldım :D çocuk şaşırdı ama olsun :D vee aynı ortamı yaratma bokuna o etkinliğe de gittim ama ne oldu hiç bir şey oda oradaydı ama yan yana bile gelemedik :/

ne yapalım fazla zorlamamak lazım :( azimle şıçan mermeri delermiş ama yok bizimkisi mermer falan değil bildiğin çelik çıktı diyip yaklaşan finallerime yöneldim :) yine bir gün sınav öncesi deliğe gelen yumurtayı soğutma çabaları içerisinde bir arkadaşla ders çalışıyorum arada kantine bakınıyorum falan derken benimkisi elinde bir demet kağıt ile geldi ve bir masa ilerimdeki masaya oturdu (o.O) benim derse kesildiğim dikkatim "O"na kesilmişti artık :/ yine ne güzel giyinmiş lan bu ah ah bir tanışsaydık falan derken arkadaşın - ben çay alıcam seninkisi kaç şekerli olsun cümlesi ile kendi ortamıma döndüm onu yolladıktan sonra kafaya koymuştum abi bugün bu iş bitecekti ve tanışacaktım onunla :/

Ayağa kalktım masasına doğru ilerliyorum o ateş istediği olayda adeta kişiler değişmiş gibi lakin benim ayaklar 2 öne gidiyorsa 1 geriye gidiyor kafamda hiç bir düşünce yok derken kendimi onun oturduğu masanın yanında buluyorum şaşkın ve sorgular gözlerle bana baktığı o ânı ve yaptığım bu hareketi asla unutmayacağım ki unutamıyorum da masanın yanında dikildim aklımda hiç bir şey yok ve;

- Merhaba
- Merhaba ?
- Oturabilir miyim? (o.O)

otur ya da ne vardı diye sormadı gözleri ve kafası ile koordineli yanındaki boş sandalyeyi işaret etti sadece ve ben oturdum şimdi direk bana bakıyordu ben oturunca ne yaptığımın farkına anca varabilmiştim şimdi yan yana oturuyorduk o bana bakıyordu meraklı gözlerle ben de ona;

tekrarı sanırım bir daha olmaz dediğim bu hareketimden sonra olacaklar için devam edecek... 

:D

devamı >>>
Ogaybende Blog Yazarı