Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Üniversiteli Öğrencilerin Eşcinsellik Konusundaki Görüşleri - 2 -



Selam;

Üniversite Öğrencilerinin Eşcinsellik Konusundaki Görüşlerinin İncelenmesi konulu makaleyi yayınlarken uzun gelir üşenir okumazlar bunlar şimdi diye :D bir kısmını daha sonra yayınlarım diye ayırmıştım :) 2004 yılında 90 kişilik üniversite öğrencilerinin arasında yapılan anket sonucu pek iç açıcı çıkmamıştı. Yorumlarda da konunun eksik yönleri olduğu yönünde geri bildirimler aldık falan. Şimdi makalenin son kısmını yayınlıyorum belki de olayı açıklayan en can alıcı bölümü burası idi :)

TARTIŞMA

Genel olarak bakıldığında daha önce eşcinselliğe ilişkin yaklaşımlar konusundaki araştırmalarda görüldüğü gibi bu çalışmada da eşcinselliğe  yaklaşımın  daha çok olumsuz yönde olduğu görülmektedir.

Geçtiğimiz 30 yıla oranla tutumların daha az olumsuz hale gelmesine karşın  özellikle son 10 yılda çoğunluğun hala eşcinselliği kabul edilemez bulduğu belirtilmektedir. Bunlara ek olarak bu olumsuz tutumlar zaman zaman  sözel ve fiziksel saldırganlık hareketlerine dönüşebilmektedir. Gay ve lezbiyen üniversite öğrenciler ile yapılan çalışmada belirtildiğine göre, öğrencilerin %50 ‘si eşitlikçi olmayan yorumlara kulak misafiri olduklarını, %26’sı kişisel sözel hakaretlere uğradıklarını, % 26’sı fiziksel tehdit ile karşılaştıklarını ve % 23’üde tecavüz kurbanı olduklarını belirtmişlerdir. 

Bu tür önyargılar niçin vardır? 

Önyargıların en önemli kaynağı kültüre özgü cinsiyet inanç sistemidir.  Cinsiyet inanç sistemi, erkekler ve kadınlar hakkındaki inanç ve düşünceler seti olarak tanımlanmaktadır. Bu araştırmanın örnekleminde cinsiyete göre dağılıma bakıldığında erkek katılımcıların kızlara oranla daha az olduğu görülmektedir. Buna karşın erkek katılımcıların tutumlarının özellikle kendi hemcinslerinin eşcinselliğine karşı tutumlarının kızlara oranla belirgin bir şekilde daha olumsuz olduğu dikkati çekmektedir. Genellikle geleneksel kültürlerde heteroseksüel erkeklerin, heteroseksüel kadınlara oranla eşcinselliğe  daha olumsuz yaklaştıkları görülmektedir. Erkekler, erkek eşcinselliğinin, maskülenliği tehdit ettiğini ifade etmektedirler.

Eşcinselliğe ilişkin önyargının oluşumunda  kültürün önemi vurgulanmaktadır. Kültür kabul etmiyorsa, eşcinselliğe karşı önyargının arttığı ve  olumsuz bir tutumun ortaya çıktığı görülmektedir.  Toplumun bakış açısının, doğrudan bireyin bakış açısını etkilemekte olduğu, olumsuz tutum değişimi için sosyal iletişimin önemli olduğu düşünülmekte ise de yapılan çalışmalar eşcinsel bir bireyle iletişime giren bireyin onu tanımış olmasına karşın olumsuz  tutumunun değişmediğini göstermektedir.

Eşcinselliğe karşı suçlayıcı ve olumsuz tutumları açıklayan yükleme-değer kuramı insanların bazı olayları kontrol edebilmesi ya da edememesine bağlı olarak nedensel açıklamalarda bulunmaktadır. Tablo 1 de eşcinselliğin nedenine ilişkin görüşlere bakıldığında,  dışsal nedenlere  yükleme yapan ve olumlu yaklaşımlara sahip olan kişiler arasında paralellik olduğu düşünülmektedir.
 
 Eşcinselliğin yakınlık bağlamında değerlendirilmesine ilişkin bulgulara bakıldığında, aileden birinin eşcinsel olması durumunda katılımcıların olumsuz tutum sergiledikleri, söz konusu arkadaşları olduğunda ise daha esnek bir görüşe sahip oldukları bulunmuştur. Ancak bu kişilerin ifadeleri olumsuzluk yönünde bir eğilim göstermektedir.  Bir başka araştırmaya göre, eşcinselliğe ilişkin olumsuz tutum değişiminin  "sosyal iletişim" yoluyla olabileceği düşüncesinin de doğrulanmadığı  görülmüştür. Bu bulgular, bu çalışmada elde edilen bulgulara paralel görülmektedir. (Sosyal iletişim, araştırmaya katılan bireylerin eşcinsel biriyle karşılaşmasıyla sağlanmıştır).

Sonuç olarak, bu araştırmada, eşcinselliğe yönelik tutumlar konusunda yapılmış olan araştırmalarda elde edilen bulgulara paralel olarak yaklaşımların genel olarak olumsuz yönde olduğu saptanmıştır. Elde edilen bulgularda eşcinselliğe yönelik bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlarda yaklaşımların daha çok  olumsuz yönde olması, içinde yaşanılan kültürün etkisi ile açıklanabilir. Eşcinselliğe ilişkin tutumlar üzerinde kültürün etkisine bakıldığında, erkek egemen  ve toplulukçu toplumlarda olumsuz yargıların daha fazla olduğu görülmektedir.

Bulguların eğitim fakültesi öğrencilerinden elde edildiği düşünüldüğünde, olumsuz yaklaşımların gelecekte eğitim verecekleri öğrencilere de yansıyabileceği düşüncesiyle, doğru bilgilendirmenin önemi ortaya çıkmaktadır.  

__

Sanırım en can alıcı kısım bold olarak belirtmiş olduğum son paragrafta saklı :/



Ogaybende Blog Yazarı

Üniversite Öğrencilerinin Eşcinsellik Konusundaki Görüşlerinin İncelenmesi



Netten bulduğum bu araştırmayı buraya da eklemek istedim. Okurken sıkılmazsınız merak etmeyin çünkü fazla uzun değil ayrıca üniversite gençliğinin bakış açısına da bakmış oluruz. (neyine bakıcaz hacı alan razı veren razı lol) mü yoksa (başımıza taş yağacak taş mı) hiç bilemedin "saygı duyarım abi" midir olay bakalım.

Arş. Gör. Neslihan GÜNEY (Ankara  Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler ABD.)

Arş. Gör. Eda KARGI (Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü)

Uzm. Aybike  ÇORBACI  ORUÇ (Ankara  Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Psikolojsi Doktora Öğrencisi)  

Özet
            
Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin eşcinselliğe yönelik inançlarının  belirlenmesidir. Bu amaçla, çalışmada eşcinselliğin nedenleri, eşcinselliğe yönelik yaklaşımlar ve inanışlar incelenmiştir. Araştırmada betimsel tarama modeli uygulanmıştır. Katılımcıların eşcinsellik hakkında kendi özgün ifadelerine dayalı olarak elde edilen veriler kategorileştirilerek  içerik analizi yoluyla değerlendirilmiştir.
            
Sonuç olarak, bu çalışmada öğrencilerin eşcinselliğe yönelik inançlarının olumsuz olduğu saptanmıştır. Bu yaklaşımlar bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutlarda ele alınmıştır.

Giriş

Eşcinsellik eski Yunan'da benzer anlamına gelen "amos" ile "cinsellik" anlamında kullanılan "seksüalite" sözcüklerinden türemiş olup, aynı cinsiyetten bireyler arasında kurulan, cinsel nitelikli bedensel ya da duygusal bağlılık ve ilişki anlamına gelir. Eşcinselliğin tarihi oldukça eskidir. En eski zamanlardan beri bilinmektedir. Hemen hemen bütün kültürlerde ve büyük dinlerde eşcinsellik normal dışı cinsel davranış olarak kabul edilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca birçok medeniyet, eşcinsel ilişkileri daha az, heteroseksüel ilişkileri ise daha fazla kabul etmiştir.  Cinsel yönelim konusundaki tanımlamalar şu şekildedir;

Cinsel Yönelim: Bireyin kendini hangi cinse ait hissettiği değil, hangi cinsten kişilere cinsel ilgi duyduğudur. Cinsel yönelim şekilleri heteroseksüellik, eşcinsellik  ve biseksüelliktir.

Eşcinsel: Cinsel yönelimi kendisi ile aynı cinsiyetteki kişiye karşı olan bireydir. 

Heteroseksüel: Cinsel yönelimi karşı cinsiyetteki kişiye karşı olan bireydir.

Biseksüel: Cinsel yönelimi her iki cinsiyetteki kişilere karşı olan bireydir.

Günümüz toplumlarında en yaygın kabul gören ve gerçekleşen cinsel yönelim şekli bireylerin karşı cinse yönelmeleridir. Kendi cinsine ya da her iki cinse birden ilgi duyan bireyler de vardır. Eşcinsel ya da biseksüel yönelimli insanlara yönelik olarak çeşitli toplumlarda farklı tepkiler ve yaklaşımlar sergilenmektedir.

Lezbiyen: Cinsel yönelimi diğer kadınlara yönelik olan kadındır.

Gay: Homoseksüellikle aynı anlamda genellikle erkekler için kullanılır.

Birçok toplumda eşcinsellerin, diğerlerine oranla saygın olmayan, ve sağlıksız biçimde algılandıkları bilinmektedir. Eşcinselliğe yönelik olan tutumları  değiştirmeyi amaçlayan bazı çalışmalar yapılmaktaysa da, hala eşcinsellere ilişkin kalıp yargılar ve yanlış inançlar sürmektedir. Çeşitli çalışmalar, genel olarak insanların eşcinselliğe karşı olumsuz tutumları olduğunu göstermektedir. Ancak bu tutumlar, cinsiyet farklılıkları, din, geleneksel cinsiyet rolleri, yaş ve eşcinsel bireyler ile etkileşim, cinsiyetçilik ve ırkçılık gibi pek çok farklı etkene bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Araştırmacılar, insanların eşcinsellere karşı tutumlarının genelde olumsuz olduğunu, ancak eşcinseller ile toplumsal ilişkiye girdiklerinde önyargılarında değişim olduğunu belirtmektedirler.

Son yirmi yıldır, eşcinsellik ve eşcinselliğe yönelik tutumlar konusundaki ampirik çalışmalarda bir artış görülmektedir. Toplum içinde, eşcinselliğe ve heteroseksüelliğe karşı tutumlar, bireyden bireye farklılık göstermektedir.  Homofobi, eşcinsellerden, korkma, ya da ürkme anlamına gelmektedir ve  eşcinsel insanlar hakkındaki stereotipler ve olumsuz söylencelerle desteklenen inanç sistemi olarak tanımlanmaktadır. Birçok insan eşcinselliği, kabul edilebilir karşılarken, bazıları, çevresinde eşcinsel birey olduğunu bildiklerinde korktuklarını belirtmektedir. Eşcinselliğe yönelik bu korku ve olumsuz tutumların nedenleri olarak, insanların ruhunun romantizm ve sevgiyi düşünmeksizin sadece cinsel ilişkiye yönelik normlara odaklanması ve eşcinsel bireylerle bir arkadaşlık ilişkisi ve yaşama bakış açılarının paylaşılmaması düşünülebilir.

(zaten en büyük sıkıntı da bu değil mi, eşcinselim diyince hemen cinsellik ve yatak pozisyonları geliyor milletin aklına)

Eşcinselliğe yönelik tutumları, cinsiyetçilik, geleneksellik ve tutuculuk gibi etkenlerin etkilediği belirtilmektedir. Eşcinsel  erkeğe yönelik tutumlara bakıldığında, kadınlar ve erkekler arasında  fark olduğu görülmektedir. Bu bireylere yönelik genel ifadeler "feminen, kibar, dar giyinen" biçimindedir. Cinsiyet şeması kuramına (gender identity theory) göre, cinsiyet rolü, benlik kavramı ve cinsiyet rolü inançları  eşcinselliğe yönelik tutumlarla ilişkilidir; oysa çok faktörlü cinsel kimlik kuramı (multi-factorial gender identity theory) yalnızca cinsiyet rolü inancının bu tutumlarla ilişkili olduğunu ileri sürmektedir. Kite ve Deaux bazı çalışmalarında eşcinsel bireylere karşı tutumları ve geleneksel cinsiyet rollerindeki inançları arasında olumsuz bir ilişki bulunduğunu belirtmektedir. Özellikle cinsiyetçi olan bireylerin eşcinselliğe yönelik olumsuz tutumları olduğu saptanmıştır. Genellikle cinsiyet ideolojisinin fazla olduğu kültürlerde heteroseksüel erkeklerin eşcinselliğe yönelik tutumları, heteroseksüel kadınlara oranla daha olumsuz olmaktadır. Erkekler, erkek eşcinselliğinin, maskülenliği (erkeksiliği) tehdit ettiğini ifade etmektedirler.

Eşcinselliğe ilişkin olumsuz yaklaşımlar HIV/AIDS’in yayılımında da önemli olmuştur. Özellikle epideminin ilk on yılında (80’li yıllar) eşcinsel erkeklerin hastalığa yakalanmasının ön plana çıkması heteroseksüel bireylerin hastalığı yalnızca eşcinsellikle özdeşleştirmelerine başka bir deyişle  “ötekileştirmelerine” kendilerini hastalıktan uzak hissetmelerine yol açmıştır. Bu nedenle eşcinselliğe yönelik olumsuz inançların artması kaçınılmaz olmuş ve eşcinseller toplum tarafından dışlanmışlardır.  

Birçok  toplumda olduğu gibi  Türkiye'de de eşcinsellik genel olarak normal dışı ve kabul edilemez olarak algılanmaktadır. Bazı eşcinseller toplumsal baskı nedeniyle, ailelerinden dışlanmakta, işlerini kaybetmekte, toplumun düşmanca davranışlarına maruz kalmakta ve baskı görmektedir. Bu önyargılı tutum ve davranışlar nedeniyle Türkiye'de birçok eşcinsel birey, aile içinde, ilişkilerinde ve kendi cinsel tercihini bilen arkadaşları içinde  huzursuz hissetmektedirler. Bu yaşantılar bireylerin, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunları heteroseksüellere oranla daha fazla yaşamalarına neden olmaktadır.

20.yüzyıl boyunca, tıbbın  eşcinselliğe yönelik tutumu giderek daha kabul edici bir seyir izlemiş ve toplumdaki tutum değişikliğini yansıtmıştır. Örneğin, Amerikan Psikiyatri Birliği eşcinselliği hastalık sınıflandırmalarından çıkarmıştır. Bilimsel bakış açısındaki değişimin yanısıra son yıllarda eşcinseller ve transeksüellerin özgürlük hareketleri, sivil toplum örgütleri yoluyla verdikleri mücadeleler, toplumsal değer yargılarının değişmeye başlamasına, özellikle batı toplumlarında bir yaşam biçimi olarak en azından bir ölçüde kabul edilmesine  olanak sağlamıştır.

Türkiye'de de özellikle eğitimli olan ve genellikle büyük kentlerde yaşayan bazı eşcinseller, kendi cinsel yönelimlerini dışa vurmaya başlamıştır. Kaos GL örneğinde olduğu gibi eşcinseller aynı zamanda ortak bazı eylemlere girişmekte, gruplar kurmakta, aylık dergiler çıkarma ve eşcinsellik hakkında hem eşcinseller hem de heteroseksüellerle birlikte çeşitli etkinlikler  düzenlemektedirler. Ancak yine de bu tür bir gelişmenin tüm eşcinsel bireyleri temsil etmediği ve çok sınırlı sayıda bireyin katkılarıyla gerçekleştiği düşünülmektedir.

Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin eşcinselliğin nedenine ilişkin görüşlerinin, eşcinselliğe yönelik yaklaşımlarının ve eşcinselliği yakınlık (arkadaş, kardeş vb.) bağlamında değerlendirmelerinin kendi ifadelerine  yazılı olarak başvurulması yoluyla belirlenmesidir.

Araştırmada yanıt aranan sorular;

1-  Öğrencilerin eşcinsellik konusundaki görüşleri, farklı kültürlerdeki araştırma bulguların da gözlendiği gibi, olumsuzluk göstermekte midir?

2- Öğrencilerin eşcinsellik konusundaki  görüşleri, eşcinsellerle  toplumsal ilişki ve eşcinsellere yakın olma gibi etkenlere göre farklılık göstermekte midir?




MATERYAL VE METOD


     Bu araştırmanın çalışma grubu, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde farklı bölümlerde öğrenim görmekte olan 90 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Öğrencilerin 70'i kız, 20'si erkektir. Çalışmada, öğrencilerden eşcinsellik konusunda ne düşündükleri ve bir arkadaşları ya da aile bireylerinden birinin örneğin kardeşinin eşcinsel olduğunu   öğrendiğinde tepkilerinin ne olacağı/olabileceği sorularak  kendi görüşlerini paylaşmaları istenmiştir. Katılımcıların cevapları üzerinden içerik analizi yapılmıştır. 

(araştırmaya dahil olan öğrenci sayısı her ne kadar az olsa bile biraz sonra göreceğimiz tablonun geneli yansıttığını anlamamız kolay olacaktır :) + kızlar sayıca çok olmasına rağmen ve kızların erkeklere nispeten eşcinselliği daha kolay kabullenebilmesi düşünülürse ! sonuçlar pek iç açıcı değil bana göre)



Araştırma Analizi

Bu araştırma niteliksel yönteme dayalı betimsel bir araştırmadır. Araştırmada katılımcıların yazılı olarak eşcinselliğe ilişkin kendi özgün ifadelerine başvurulmuştur. Elde edilen sonuçlar, içerik analizi doğrultusunda, kategorileştirilmiş ve  analiz edilmiştir. Araştırmada, öğrencilerin görüşleri, eşcinselliğin nedenine ilişkin görüşler, eşcinselliğe yönelik olumlu-olumsuz  görüşler, eşcinselliğin yakınlık bağlamında değerlendirilmesi ve önyargılar  kategorilerinde  incelenmiştir. 

SONUÇLAR

Katılımcıların görüşlerine  uygulanan içerik analizi sonucunda, ifadelerin eşcinselliğin nedenine ilişkin görüşler, eşcinselliğe ilişkin yaklaşımlar, eşcinselliğin yakınlık bağlamında değerlendirilmesi ve önyargılar olarak dört kategori altında toplandığı görülmektedir.

Tablo. 1. Eşcinselliğin nedenine ilişkin görüşler

Eşcinselliğin nedenine ilişkin olarak  30 öğrenci   açıklamada bulunmuştur. Bu açıklamaların içeriğine bakıldığında, katılımcıların eşcinselliğin nedenlerini  birey dışındaki etkenlere yükledikleri görülmüştür.  Eşcinselliğin  ruhsal bir bozukluk olduğu görüşü  ilk sırada  yer almaktadır. 


Nedenler

Ruhsal bozukluk                    
14
Hormonal bozukluk                  
6
Hastalık                                      
4
Genetik bozukluk                      
3
Yanlış aile tutumları                 
3
Toplam                                      
30


Tablo 2. Eşcinselliğe ilişkin olumlu yaklaşımlar

Yaklaşımlar

f


Bilişsel
Saygı duyarım               
24
Normal buluyorum        
13
Profesyonel yardım almalı                              
9
Arkadaşlığımı sürdürürüm                    
10
Eşit davranılmalı             
8
Dışlanmamalı                  
6
Duygusal
Hoşgörüyle karşılarım    
6
Davranışsal
Hiç tepki vermem         
17
Nedenini araştırırım      
20

Tablo 3. Eşcinselliğe ilişkin olumsuz yaklaşımlar

Bilişsel, duygusal, davranışsal boyutlar açısından eşcinsellere yaklaşımlarına  bakıldığında, katılımcıların eşcinselliğe yönelik çoğunlukla olumsuz yaklaşımlar içinde olduğu görülmektedir. Bu olumsuz yaklaşım  bağlamında öğrencilerin bilişsel boyutta özellikle kişinin  bakış açısına uymadığı, duygusal boyutta bireyin durumuna yönelik üzüntü ve kaygı gibi duygular yaşadığı, davranışsal boyutta ise bireyi varolan durumundan vazgeçirmeye yönelik yardım etme davranışlarında bulunacağına ilişkin görüş bildirdikleri görülmektedir.

Yaklaşımlar
Olumsuz                             
f



Bilişsel
Bana ters geliyor                
27
Toplumsallaşmamalı           
8
Saygı duyarım ama onaylamam                   
5
Dinimizce yasak                  
4
Ameliyatla cinsiyet değiştirsinler                        
3
Hoşlanabilir ama cinsellik olmamalı              
3
Evlilik olmamalı                 
2


Duygusal
Üzülür ve kaygılanırım      
18
Şaşırırım                             
13
Şok yaşarım                        
7
Tiksinti verici / iğrenç  buluyorum      
6
Kızarım                               
5
Soğurum                              
4

Davranışsal
Yardımcı olur/ vazgeçirmeye çalışırım      
27
Bir daha görüşmem           
13

Tablo.4 Eşcinselliğin yakınlık bağlamında değerlendirilmesi

Toplumsal ilişkiler bağlamında bakıldığında, bireyin eşcinsel bireylere  yakınlık derecesi arttığında yaklaşımların olumsuz yönde değişim gösterdiği, özellikle aile bireylerinden birinin eşcinsel olması durumunda bunu kabul edemedikleri yönünde görüş bildirdikleri görülmektedir. Ancak bu durumun, söz konusu olan kişi arkadaş olduğunda tutumun olumluya doğru kaydığı görülmektedir. Yani eşcinsel bir bireyle ne tür bir yakınlık derecesi (kardeş, arkadaş) içinde olduklarına göre yaklaşımların olumlu ya da olumsuz olma durumu değişmektedir. 

(bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!)

Bu çalışmada kategorileştirilmeyen  ancak eşcinselliğe ilişkin olumsuz yaklaşımları gösteren önyargı ifadelerine rastlanmıştır. Bu ifadeler aşağıdaki şekilde sıralanabilir.

Eşcinsellik; bireyi çökertir, eşcinsel bireyler asla mutlu olamazlar, sapıklıktır, toplumun dengesini bozar, iğrençtir, (eşcinsel bireye yakın olmak) benim sosyal statümü etkiler.

Toplumsal İlişkiler

Olumlu

f

 

Yakın çevre         

Tepki vermem                 

17

Desteklerim                           
5
Kadınların eşcinselliğini destekliyorum
2

 

Olumsuz                               

 

 

Aile (Kardeş)

 

Bir daha görüşmem
13
Yardım eder/vazgeçirmeye çalışırdım
18
Onaylamam                            
7
İlişkimi keserim                     
3

bu tablolara ilişkin söyleceklerim var ama daha sonra... :)

Devamı için tıkla...
Ogaybende Blog Yazarı

Absürt Sorulu MİM



Selam;

Evet ortalıkta yine bir MİM furyası kopmuş gidiyor sorularıda başlığımda da dediğim gibi çok absürt bakalım neler çıkacak. Yukarıdaki gif ile olayın ne alakası var onu anlayamadık diyorsanız da hemen bağlantıyı kurayım :D Beni MİM' leyen Bi'gay ile alakalı zira kendisi MİM inde tüm düşüncelerini dökmüş saçmış adeta penisle yatıp penisle kalkıyormuş lol o yüzden yukarıdaki gifte de eleman boxerla bungee jumping yapıyor ama alışmadık götte don durmaz hesabı atlaması ile tüm takım taklavat meydana çıkıyor ahahah evet bigayin de tüm takım tak aman pardon içindekiler bu MİM le çıkmış oldu :P

Gelelim bir birinden hoş soru (yersen) ve cevaplarına :/

1. Su mu, ateş mi, güneş mi olurdun neden?

Şimdi biri olmazsa diğerinin anlamı da kalmaz diye felsefeye bir başlarsam sıkılırsınız o yüzden ben KOÇ burcu olaraktan Ateşgillerden olduğumdan dolayı ateş olayım dokunma yanarsın :D diyeyim diyorum ama en güzeli bence Güneş. Zira insanı kemiklerine kadar ısıtıp huzur veren güneş olmak iyidir fazlası zarardır insanı yakar o yüzden dikkat etmek gerekir de diyebilirdim ama demiyorum :P o yüzden SU olmak isterdim çünkü su hayattır su olmazsa hayatta olmaz yaşam da bakın mars'a ateş gibi kırmızı yani ateşi var güneşi var ama SUYU yok o yüzden de hayat yok :D Ben insana hayat veririm diyorum kısaca anlayana... :)



2. Taş olsan nerenin taşı olurdun?

Evet taş olsa idim şu yukarıdaki gibi bir taş olmak isterdim tabii ki :D Taşa, yaşa, başa oturma diyen de gelir ve lafı sadece "yaşa oturma" olarak düzeltir yani bunun gibi taşa ve başa (o.O) oturulmaz mı diye ahaha hem bu deyimde yaşı anladık taşı da anladık da baş derken neyden bahsediyorlar onu anlayamadım :( (yerseniz :D) neyse daha fazla dağıtmadan göbek taşı olmak isterdim tabii ki de ahahahaha millet gelsin üstüme uzansın lool ben de onları rahatlatayım (o.O) yani sıcaklığımla :D

3.Neyin ve kimin karşısında, hangi durumlarda susarsın?

hımm eğer bir konuda haklı isem pek sustuğum görülmemiştir kendimi savunurum ama karşımdaki anlamıyor ise "he tamam öyle" diyerek manidar bir konuyu kapatma tavrına girişebilirim. Fakat aşkım diyebileceğim birisi haksız olsa bile büyük ihtimalle susarım :)

4. Kusur olsan nasıl bir kusur olurdun?

hımmm kusursuz insan yoktur bence herkesin kendince kusurları vardır bu karakter olarak olur görünüş olarak olur felan "o kadar kusur kadı kızında da olur" denilebilecek tatlılıktaki bir kusur olabilirdim. Hadi genelleme yapmayayım da şöyle diyeyim çok yakışıklı birinin yüzünde tatlı bir ben olabilirdim tabii ona göre kusur sayıyor olabilir (burada cindy crawford beni gözünüzün önüne gelsin :D)

5. Küfür olsan ne olurdun? Kime savrulurdun?

Küfür olsam ne olur muydum hımm bu soruları hazırlayan arkadaşa cevabım en sonun da gelecektir bekleyin :D küfür olursam sikim sokim gibi ortalık malı küfür olmak istemezdim nasıl bir küfür olurdum ermmm "seni var ya öperim" bunun altından her türlü küfür çıkabilir ahahah :D (hoş öperim in altından da sikmeli sokmalı bir şeyler çıkaran olacaktır :D) kime savrulurdum herkese pek bi masum çünkü lol

6. Esir olsan neyin veya kimin esiri olurdun?

tabii ki aşkımın esiri olmak isterdim kimin olayım :D ayrıca tumblrımdakilerin hepsinin de esiri olabilirim sorun olmaz yani ahahah (konu neydi o.O)

7. Bir suç olsan, nasıl bir suç olurdun?

Süt dökmüş kedi olurdum :D

8. Topraktaki güç olsan o güçte ne yetiştirilirdi?

Bu nasıl bir sorudur yahu :/ geçiyorum sorry.

9. Sayılmadığında ne hissedersin?

Biz buna siklenmediğinde de diyebiliriz açık olarak :) o an bir şey yapmam iyi ya siz bilirsiniz ya da sen bilirsin falan derim  ama zamanı ve yeri gelince mutlaka aynısı yaparım buradan kinci olduğum mu ortaya çıkıyor acaba (o.O) bu nasıl bir soru ltüfen kayıtlardan silinsin :D

10. Bir oyun oynasan ne oynardın?

Striptiz :D ahahaha şaka değil bazen düşünmüşümdür her kaybeden üstünden bir şeyini çıkaracak taa ki üstüne hiç bir şey kalmayana kadar (o.O) daha heyecanlı olmaz mı :D deneyin derim :P

evet bir MİM in daha sonuna geldik. Bu soruları cevaplarken ben zorlandım o yüzden başka birine paslamıyorum isteyen alabilir diyecektim ki son anda xcoach aklıma geldi :D evet xcoach sana paslıyorum al hayrını gör :D

ve bu güzelim MİM i hazırlayan arkadaşa;

Bunlar nasıl sorular yahu


:DD
Ogaybende Blog Yazarı