Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Aşkın Halleri



Selam;

Ne zamandır mail kutumda yayınlanmayı bekleyen bir yazı vardı. Arkadaşımız yaşanan platonik aşklara karşı yazmış ve uygun bulursan yayınla demiş ki kendisinin bir kaç yazısını daha yayınlamıştım öncesinde, neden yayınlamayayım ;)

diye yazımı yazmaya başladım ve sonradan aşağıdaki cümleler döküldü kafamdan baya bir uzun olunca da "Kuklacı ve Kukla" başlığı ile yayınlayacağım arkadaştan gelen yazıyı bir sonraki yazımda paylaşayım dedim ve başlığı "Aşkın Halleri" olarak değiştirdim :) napalım bununla idare edin bu seferlik ;)




Aşk 3 harften ibaret; yaptıkları ve yaptıracakları ise bir ömre bedel. Dağları deldiren de O, yollara düşüren de, mutlu eden de O, isyan ettiren de. Tüm şarkıların çıkış sebebi. Mevlâna' yı bile döndüren O, Mesneviyi yazdıran da. Velhasılı kelam ne ondan kaçabilirsiniz ne de onsuz olabilirsiniz. ;)

İnsanın sevdiğinin olması ne güzel bir şeydir değil mi ey sevgili; sabah günaydın mesajı ile uyandırılmak, gece ise iyi geceler ile uyutulmak. Gün içerisinde "acaba şu an ne yapıyor" diye merak etmek, aklına gelince gülümsemek kendi kendine, çevrendekilerine aldırış etmeden hem de. Daha bir düzenli olmak daha bir bakımlı. Onunla sabahlara kadar uyumamak "önce sen uyu" demek hatta.Kıskanmak hatta delice kıskanmak.

İnsanın sevdiğinin olması ne güzel bir şeydir değil mi ey sevgili; dinlediğin tüm şarkıların sizin için yazıldığını hissetmek, O' nu anımsatan parçanın çalması ile gülümsemek O an akan hayatı durdurmak, mutlu olmak, "iyi ki varsın" demek 

işte bunlar Aşkın güzel yanları ya sonrası, 

Yine tüm şarkılarda O' nu bulmak ama hasret, ayrılık, isyan kokan şarkılar da. Yine O' nu anımsamak yine hayatı durdurmak ama tek farkla O' ânı geriye sarmak gülümsemenin yerine ağlamak. Sabah ve gece gelen mesaj sesini özlemek. gelen mesaj sesi ile telefona sarılmak ve O' ndan olmadığını görünce mesajı bile okumadan telefonu fırlatıp atmak. Yine sabahlara kadar uyumamak tek farkla O'nu düşünmekten uyuyamamak. Kendine kızmak, Aşk'a kızmak ama O'na kızamamak. 

Bunlar karşılık bulup sonradan kıymetini bilmeyenler için ayrılık sonrası sanrıları ya Karşılıksız olanları napıcaz ;)

Yukarıdakilerin hepsini yaşarsın hem de tek taraflı en zoru da budur zaten en zor yaşananı...

İşte AŞK ve Halleri bu.

Sonuç olarak bir sevdiğiniz varsa sahip çıkın gidenin kıymetini gitmeden bilin ;)




Paylaşacağım yazı platonikle alakalı olunca böyle coştum durduramadım da kendimi :D neyse artık, Geçen "Aşkın en zor olanıdır imkansız olanı" demiştim tumblr' dan gelen bir soru için cevap olarak. Üstünden 1-2 dk geçti geçmedi telefonum çalmaya başladı ve isminin telefon açılış şifresinden tutun da nette kullandığım tüm şifrelerde geçtiği kişinin adını ekranda görmemle dona kaldım :) Evren ne çabuk cevap verdin bana.

2 veya 3 bilemicem yıla yakındır görüşmüyoruzdur. Evlendi ne ben aradım sonrasında ne o falan zaten üniversite de kalmıştı O'da. Onunla tanışma hikayemi de bir ara anlatırım "asla yapamam bir daha" dediğim bir şeyi yapmıştım bilenler bilir :) Velhasılı içimde hiç bir şey kalmamış sanırım platonik olanlar gerçekte olanlardan daha kolay unutuluyor...

Varsa sizin de eklemek istedikleriniz alalım ;)


Ogaybende Blog Yazarı

Werther' ın MİM' i



Selam;

Blog dünyasında MİM 'in ne anlama geldiğini bilmeyen yoktur, bir blogger iseniz kesin bir MİM oluşturmuş ya da cevaplamışsınızdır yoksa tam bir blogger olamazsınız :D Pek sevgili ve de pıtırcık nev-i şahsına münhasır bloggerrımız tuttumu öpmeden bırakmayan ! gaywerther, bundan öncekilerini cevaplamadın bunu da cevaplamazsın o yüzden yok sana mim falan diyince atladım mim' e haliyle :)

Peki kendisinin  bu MİM i cevaplarken ki ruh hali nasıldı, Onu da paintte çizdiği resimden anlamak mümkün buyrun;




bir de şu resme bakın analizimizi ona göre yapıcaz;




gelelim werther'a :)) şimdi o resme bakan çocuklar 2 tane kalp ve ona sarılmaya çalışan bir çocuk görürler ama ben öyle görmüyorum ahahaha :D efenim bildiğiniz 2 tane göt var orada ahahahaha :D ortadaki de malum puhahahah neyse öyle işte :D gelelim MİM' i cevaplamaya :D

1. Blog yazmaya neden başladınız?


Blog aleminde gezinirken fazlaca eşcinsel içerikli bir blogun olmadığını farkettim olanlar ise artık güncellemiyorlardı kendilerini. Ayrıca bilgilendirme konularından çok kişisel hatıra defteri tarzı bloglar vardı ben de bu boşluğu fark edip kendimce bir tarz yakalamaya çalıştım. Sağda solda olanı tek bir çatı altında toplayayım dedim falan  zamanlar, ayrıca absürt profilleri de buraya taşıyım bakın onlar gay biz de gayiz hepimizi aynı kefeye koymayın demek istedim biraz da isim de oradan geliyordu zaten. Umarım başarılı olmuşumdur :)

2. Adını seviyor musunuz? sevmiyorsanız ne olsun isterdiniz?

Adımı seviyorum ama hoşuma giden ve benim de ismimin olmasını istediğim isimler yok değil örnek verecek olursam Berk, Can, Canan (yok bu değil :D), Furkan, Mert ve Deniz.

3. Asla yapmam dediğiniz bir şey var mı? varsa nedir?

Yani çok iddalı bir soru. Asla asla deme diyorum ;)

4. Dünya'da en çok görmek istediğiniz yer neresi?


Şimdi hangisini saysam ki :) Yerden ziyade ülke sayarsam ABD, Fransa ve Çekoslavakya.

5. Sizi en çok ne mutlu eder?

Yani bu da çok genel bir soru olmuş. Beni hüzünlendirmeyecek her şey beni mutlu eder. (ne kaa polyannayım :D)

6. Fırsatınız olsa en çok kiminle tanışmak istersiniz?


Sizi tumblr hesabıma doğru alayım :D Ama Di Caprio ve Chace Crawford ile bir gece geçirmek aman yani tanışmak isterdim lol


7. Hayatta ki amaçlarınıza yavaş yavaş ulaşabildiğinizi düşünüyor 

musunuz?

Hımm siz ne kadar plan program yapsanız da hayat bir şekilde içine sıçıyor, her şey yolunda giderken hoop bir bakmışsınız ki kocaman bir dönemeç çıkıyor karşınıza. O yüzden en güzei kaderci olmak kaderimde varsa düzülmek neye yarar üzülmek diyerekten :D kaderci olduğumu ilan ediyorum ;)

8. Hangi burçsunuz? burçlara inanır mısınız?

KOÇ burcuyum ve burcumun çoğu özelliği de bende mevcut. Lakin burçlara inanıp inanmama konusunda pek bir düşüncem yok. Bazen birisini tanıyıp burcunu da tanıdıktan sonra insan ister istemez o burç ve o burçtan olanlara karşı bir antipati geliştiriyor işte (hani inanmıyodun lan :D)

9. Bir arkadaşınız ne yaparsa affetmezsiniz?

Benim sevdiğim kişiyi elimden alırsa mesela gel de bunu affet diyebilirim :) 

10. Sıcak havalar mı, yağmurlu havalar mı?


Mevsim mevsiminde yaşanmalı diyorum ama yağmurlu havaları daha çok severim. Sıcak havada da öyle adamı deli gibi bunaltacak havaları sevmem nemi de sevmem yapış yapış.

11. Takıntılı olduğunuz şeyler var mı, varsa neler?

Takıntılımıyım acaba :/ evet takıntılıyım :D mesela haksızsa birisi ve ben haksızsam konumuna filan dikkat etmeden kendimi savunmaya geçerim 1-2 uyarı aldım hatta "olm Müdür lan o ne derse evet tamam de ne cevap veriyorsun" babında :D ama dayanamam. Saçlarım konusunda da takıntılıyım asla ama asla istediğim gibi olmaz ve ben de hep aynı pozisyonuna getiririm saç kalmadığı zaman hem o hem ben toptan rahat edicez :D (şimdi aklıma gelmiyor başka ne takıntılarım var benim o.O aslında bunu benden ziyade beni tanıyanın söylemesi daha net olur) +taktımı da takarım öyle bi dengesizliğim de vardır haha

Hakkımda ki 11 Gerçek!!!

aboo bu zor olacak deneyelim bakalım ://

- Çabuk kızarım, sonra sakinleşirim bir şey olmamış gibi :)

- 5 dk öncemle 5 dk sonram aniden değişebilir :/ gülerken düşünceye dalabilirim ya da düşünürken gülümserim (evet şizofrenim)

- Solağım :D

- Ortama ayak uydururum kendi fikirlerimden ziyade karşımdakininkine uymaya çalışırım, pek çıkıntılık yapmam :/

- Bilmeyenine karşı fazlaca sessizimdir, alıştıktan sonra samimi olurum ilk başta çok soğuksun diyenler sonradan vazgeçemezler (egoya geel :D) (ben biliyom kendimi hıh)

- Klozetten ve pisuvardan nefret ederim.

- Takı benzeri şeyleri takmasını sevmem hatta saat bile taktığım çok nadir görünmüştür :D ama kulağıma mıknatıslı ! küpe takabilirim taktım hoşuma da gitmişti :)

- Bir şeyi canım istemiyorsa çok zor yaptırırlar bana yaparsam da burnundan getiririm :D

- Annemi çok sevdiğim için gerçekleştirmek istediğim bir çok şeyden vazgeçtiğim doğrudur :/

- Uykuyu severim :)

- (aklıma çok şey geliyor da yazmıyorum :D beni tanımak isteyen kendi tanısın :D) son olarak sevdiğim kanımın kaynadığı kişi ile uğraşmasını çok severim sinir edene kadar giderim hatta bunu bilen arkadaşlar kimi zaman damarıma basıp beni sinir ederler ve pis pis gülerler :)

şimdi 11 kişiye paslamam gerekiyormuş. Blog alemine yeni başlayanlardan başlayayım ki hem siz onları tanımış olun ve takip etmiş olun hem de onlar da cevaplarlarsa MİM i cevaplayıp birer blogger olsunlar :D

imtirak
acemigay (ne zamandır bişey yazmıyor bahanesi olur :)
bigaygordumsanki
bildigindut (tanıyın seversiniz :)
travestigunlukleri
bir-tirtil (aslında eski bloggerlardan yeni yeni tekrardan yazmaya başladı)
deli-sicmasi
bizdetambizdenbahsediyorduk
geysekdemek
frodoobagins
jan-glee-gy
dikkatgayvar

12 tane olmuş bile daha var aslında ama listeyi tek tek tarayıp hangileri güncel bakmaktan sıkıldım :/ bir başka MİM de de geri kalanları eklerim artık :) yok ben kendimi eklenmiş hissettim ve MİM ini de aldım diyenler yorum yazıp blog adreslerini eklerlerse onlarda duyurmuş olurlar.

Ayrıca kişinin bloguna gidip MİM ledim seni demek gibi bir huyum yok niye eğer beni okuyorsa haberdar olur zaten takip ettiği halde okumuyorsa da yapacak bişi yok hıh :)


Ogaybende Blog Yazarı

Mailleriniz ve Cevaplar



Selam;

Uzun bir süredir biriktirdiğim maillerime cevap veremiyordum, gerek kafamın dalgınlığından, dağınıklığından gerekse geçiştirme bir cevap olmasın diye hep erteledim. Bugün oturup bir çoğunu cevapladım, gelen mailler ve cevaplarımdan bir kaçını burada yayınlamak istiyorum zira burayı okuyan onlarca kişinin de bu soruları sorabileceğini düşündüm. Aradıkları cevapları bulurlar en azından, ayrıca gelen yorumlarla da cevaplarımız daha kuvvetli olur :)

İsim ve mail adresleri bende saklı ve bende kalacak. Bana güvenip içlerini açtıkları için teşekkür ediyorum;

___

Merhaba ogaybende;
 
Bir türlü cevabını bulamadığım bir sorunum var. Bu sorunu düşündükçe kötü oluyorum, ders çalışamıyorum, yani günüm kötü geçiyor. Ve sonuç olarak sınav netlerim düşmeye başladı.
 
Bir türlü cevap bulamadığım sorum şu: ''Ben eşcinsel miyim?'' Şimdiye kadar sadece bir kızla çıkma fırsatına sahip oldum. O da 12 yaşımda iken oldu ve 2 gün bile sürmedi ilişkim. Çünkü onunla dolaştığımda veya el ele tutuştuğumda içim daraldı, el tutuşmaktan tiksindim onunla. Bazı kızların güzel olduğunu anlayabiliyorum; ama o güzel kızlara, yakışıklı erkeklere baktığım kadar bakamadım ve konuşmadım diğer arkadaşlarımın yaptıklarının aksine. Nerede yakışıklı bir erkek görsem gözlerimi ona bakmaktan alamıyorum ve bu yaşadıklarım beni ''Gay miyim ben?'' diye sormaya itiyor.
 
Yani; kafam karışık, soru işaretleri ile dolu ve bu sorunumu paylaşabileceğimi düşündüğüm kimsem yok. ''Çekinme, sor'' diye bloguna yazdığından ve bir cevaba çok ihtiyaç duyduğumdan dolayı bu sorunumu utanarak seninle paylaşıyorum. Umarım cevap verirsin. Şimdiden teşekkür ederim. 


___

Selam;

Öncelikle durumunda utanılacak bir şey yok bunu kafandan at. Eğer bir erkek gördüğünde içinde kıpırdanmalar oluyorsa eşcinselsin arkadaşım bunu en iyi kendin bilebilirsin zaten ben sana ne diyebilirim ki. Önemli olan eşcinsel olduğunu kabul etmek bastırırsan içine atarsan yok sayarsan gün gelir patlar o yüzden aynanın karşısına geç ve kendine sor;

- ben neyim
- o çocuğa neden baktım
- o çocukta bana bakmış olsa idi onunla yan yana gelebilir miydim
- onu öpebilir miydim mesela
- ona sarılabilir miydim
- onun bana sarılmasına izin verebilir miydim

bu ve buna benzer soruların hepsine de olumlu cevaplar veriyorsan gözlerinin içine bak kendi kendine söyle; "ben bir erkeğim ve bir erkekten hoşlanıyorum bunu seçmek benim elimde değildi tıpkı ailemi, gözlerimi ya da yaşamak istediğim milletimi seçemediğim gibi kim ne der bana bir erkeğim ve bir erkeği seviyorum ulan!"

;)

___

Ben blogunuzu yeni keşfettim. Ve size yazmak istedim. Şu an gecenin 2 si ve yine düşünmekten uyuyamıyorum. Ben bir gayim 18 yaşındayım ve ailem çevrem herkes böyle durumlara karşı insanlar. İntihara kalkıştım 2 kere ama öldürmeyen Allah öldürmez derler ya ölmedim. Gay sevgilim vardı birbirimizi çok seviyorduk bu bulanıklıklar yüzünden terk ettim. Hep kafamda soru işaretleri. Bu doğru bi şey mi yanlış bi şey mi kestiremiyorum. Üniversitede yakışıklı bi erkek gördüğümde çok etkileniyorum ve hemen başımı çeviriyorum utanıyorum kendi kendime kızıyorum. Bazen o kadar derin oluyor ki düşüncelerim haftalarca suratım asık geziyorum. Kimseyle bi derdimi paylaşamıyorum. Kimseye güvenemiyorum. Çok zor insanın tek başına böyle bi yükün altına girmesi keşke birilerine anlatabilsem keşke birileri bana yol gösterse keşke omzunda ağlayabileceğim bi dostum olsa beni teselli edebilecek samimi bi arkadaşım... Erkek yurdunda kalıyorum en kötüsü de bu her hareketine her lafına dikkat etmek zorundasın. Zorla maç izlemek zorundasın. Zorla kız muhabbeti yapmalısın. Karşında yatan sarışın çocuktan gözlerini çevirmelisin. Bazen ağlamak için bile boş yer bulamıyorum için için yanarken susuyorum maskemi takıp gülüyorum. Ben ne yaptım Allah'ım diyorum.. Ben bu yükü kaldıramıyorum. Ne yapmalıyım lütfen yardımcı olun yoksa bu çıkmazdan nasıl çıkacağımı hala bilmiyorum. Eski sevgilim hala arıyor yolda karşıma çıkıyor ne telefonunu açabiliyorum ne de yüzüne bakabiliyorum. Vicdanım hiç rahat değil ne yapmalıyım lütfen yardımcı olun en yakın zamanda mailinizi bekliyorum şimdiden teşekkürler.

___

Selam;

Öncelikle yalnız olmadığına inanmalısın inan hepimiz de senin geçtiğin yollardan geçtik ve aynı sıkıntıları yaşadık şimdiki aklım olsa bir 10 yıl öncesine dönmek isterdim açıkçası. Zira boş yere paralamışım kendimi. Benim blogumu okuduğunu söylüyorsun oku orada yazdıklarıma dikkat et ne yanlış ne yalnızsın intihar olayı çok saçma böyle kurtulabileceğini mi sanıyorsun yaşanacak ve onu güzelce yaşayacak hale getirmek bizim elimizde iken!. 

Senin en büyük problemin eşcinsel olmandan ziyade bunu kendine kabul ettirememiş olman öncelikli işin kendini kabul etmen ben eşcinselim diyebilmen kendi içindeki duygularını bastırma, bastırdıkça dibe attıkça gün gelir öyle bir patlar ki bu sefer altından kalkamazsın. Başka bir mailimde de dediğim gibi; Gözümüzün ne renk olacağını biz seçebildik mi ya da ailemizi ya da hangi millete tabii olacağımızı, seçemedik. Eşcinselliğimiz de böyle seçemeyeceğimiz şeyler için kendimize kızmamız yersiz. Sana diyebileceğim tek şey önce kendi içinde bitir bunu 

Ben Eşcinselim ve hemcinsimden hoşlanıyorum diyebilmen dileğimle...

Görüşmek üzere...

___

Merhaba

  Size yaklaşık bir hafta önce bir e-mail atmıştım. Kafamı karıştıran birtakım sorular sormuştum size. Siz bana cevap vermeden ben bu bir haftalık bir süre içerisinde zor da olsa eşcinsel olduğumu kabullendim. Size sorduğum sorunun cevabını blogunuz yardımı ile buldum. Bunun için teşekkür ederim.

 Ama başka bir soru kafamı karıştırmaya başladı. Blogunuzda eşcinselliğin bir tercih olmadığını, doğuştan gelen bir özellik olduğunu ve hastalık olmadığını yazmışsınız. Ailemde, daha doğrusu sülalemde evlenmemiş, çocuk sahibi olmamış kimse yok ( Tabii ki evlenme yaşına gelmemişler hariç). Yani hepsi heteroseksüeller. Eğer eşcinsellik kalıtsal bir durum ise neden koskoca sülalede sadece ben? Bir kıza aşık olmak değil de bir erkeğe aşık olmak, ona olan aşkından yanıp tutuşmak. Bu hastalık değil de nedir? Yani normal insanlar gibi olamamak. Bu hastalık değil mi sizce?

Umarım sorduğum sorular cevap verilemeyecek ve kafanızı karıştıracak türden değildir. Bu sefer cevap yazmanız ümidi ile...

___

Merhaba;

Bana sorabileceğin bir çok soruyu ben blogumda paylaştım zaten, çevremizde nice insanlar var biz hangisinin gay olup olmadığını nasıl bileceğiz, ve nice eşcinselliğini içinde bastırmış kişiler var homofobi dediğimiz şeyde bu zaten en tehlikeli homofobikler eşcinselliklerini bastırmış olanlardan çıkar. Eşcinsellik bir seçim olsa idi kendi kendine sor bakalım eşcinselliğini kabul ediş dönemi ve öncesi kafanda dönen sorular çektiğin acılar ve sıkıntılar buna değer miydi? Bu bir seçimse ve değiştirmek elimizde ise; Neden böyle bir yolu seçelim ki?

Ogaybende Blog Yazarı

Aklın ve Kalbin Savaşı





“kalbin aklına, aklın aklı ermezmiş”

Birini sevme konusunda akıl ile kalp hep bir savaş içerisindedir aslında. Burada gâlip gelen her zaman kalp olur işte, hani derler ya gönül bu ota da konar boka da bu gönlün ne kadar dengesiz bir organ olduğunu en iyi anlatan cümledir aslında :)

Kalbin, aklını, öyle bir çeliyor ki beynin o anda tüm vücuduna mutluluk hormonu salgılıyor tüm organların mutlu mesut. Aklın bile aklı yerinde değil ;) Ama akıl başa gelince kalbe hayırdır diye soruyor hayırdır! Bu sefer kalp afallıyor ve ne yapıyor biliyor musunuz? Seni ben mutlu ettim madem öyleyse tüm ceremesini de hep beraber çekeceğiz. Ve olan oluyor O mutluluğun bedelini acı ödüyorsun beyninle, karnınla, iştahınla, gözünle ve ruhunla.

Tüm vücudunu allak bullak eden kalp durur mu durmaz yine yapacağını yapıyor ve burnunun dikine gitmeye devam ediyor tüm organlarının isyanına rağmen. Derler ya kalbin gözü kördür diye kör oluyor işte hiçbir şeyi görmüyor.

kalbin bu hoyratlığına biz AŞK diyoruz işte :)

Bu sefer akıl geri durur mu durmaz tabii türlü türlü entrikalar peşine düşüyor sırf kalbi kandırmak için. Aldatıyor, bedenini hoyratça kullandırtıyor, kalbinden öcünü alıyor, dönüyor dolaşıyor doluya koyuyor olmuyor boşa koyuyor olmuyor kalp hep bastırıyor…

O zaman ne yapmak gerekiyor biliyor musunuz? İpleri bir noktadan sonra kalbin elinden almak, ne zaman başarırsan bunu o zaman mutlu olursun, her zaman mantığınızla hareket edin demiyorum edemezsiniz imkansız kalp her zaman ilk adımı atacaktır ama gelinen bazı eşik noktasından sonra bi dakika arkadaş! diyeceksin ki daha fazla yıpranmayasın…

Bi dakika arkadaş sen bi durul bakalım şöyle…

Hep mutlu olun  her daim kalbinizin haklı çıkacağı akıl ve kalbin el ele tutuşacağı mutluluklar bulsun bizleri ;)


Ogaybende Blog Yazarı

Bloga Gelen Yoruma Cevabımdır


...

Yukarıdaki yorum Emre ve Arda isimli yazının altına yorum olarak gelmiş; yazdığım cevap uzun olunca ayrı bir başlık halin de yazmak daha uygun olur diye düşündüm.


Kimse kimsenin eşcinsel olduğunu sorgulamıyor zaten direk yargılıyor (!) Çoğu zaman iki yüzlülük yaptığımız gibi din konusunda da ikiyüzlülük yapıyoruz. İslam dinine göre alkol almakta yasak zina da, günahın büyüğü küçüğü olmaz günah günahtır. Gelip dinden ahkâm kesip daha sonra gidip alkol alıyorsan, riyakârlık yapıyorsan, dedikodu yapıyorsan, kendini başkasına karşı üstün görüyorsan vs ki bu örnekler çoğaltılabilir,  sen de din karşısında suçlusundur. Bu yüzden birilerini etiketlerken dini (!) kullanmayın direk kendi düşüncelerinizi söyleyin “vay efenim dinimizde şöyle ama” diye cümleye girmenin anlamı yok, ki kimin ne olup olmayacağını en iyi yaratan bilir.

Eşcinselliğin özenilecek bir şey olduğu konusunda da şunu diyebilirim ki eğer 1 tane hap olsa ve ben onu attıktan sonra eşcinsel olmayacaksam hemen verin atayım neden aileme, çevreme ve kendime dahi (!)  iki yüzlü yaşamak isteyeyim ki? Neden hep yalan söylemek isteyeyim? Neden ilişkilerimi utanılacak bir şeymiş gibi gizli saklı yürütmek zorunda kalayım. Neden intihar edeyim (!) (bu bir çözüm yolu değil tekrar yeri gelmişken belirteyim ki KİMSE SİZDEN DAHA ÜSTÜN DEĞİL ve SİZ KİMSEYE HESAP VERMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ o yüzden bu tarz intihar düşünceniz varsa bile kafanızdan silip atın) neden hakarete uğramak zorunda kalayım. Neden sizin o toplum normu dediğiniz çarka uymak için spordan nefret etsem dahi sporla ilgileniyor gibi gözükeyim, arkadaş ortamında karı – kız muhabbeti diye tabir edilen muhabbetlere gireyim…

Olayı direk cinsellik noktasına indirgerseniz hata yapmış olursunuz kimse zevklerinin peşi sıra olmayacak şeylere hayran kalmaz. Toplum ve normlarını kim belirlemiş ki bu normlar herkese dayatılmakta?

Özellikle bizler hangi ara bir erkekle cinsel ilişki nasıl olur zevkli mi olur yok bir de bir kadınla deneyeyim bakalım hangisi daha zevkli olur diye seçeneklere tabi tutulduk da tamam ya hemcinsimle birlikte olmak daha zevkli yihuu düşüncesi ile bu duygularımızın peşi sıra gittik? Bu nasıl bir düşüncesizliktir, ya da olayı bu kadar basite indirgemek doğrumudur, eşcinsel ilişkilerin diğer ilişkilere göre daha zevkli! olduğu yargısına sen nasıl vardın?

Çoğu zaman girmek – çıkmak am sik göt olayına indirgediğiniz ilişkilere bakış açınızını değiştirin. Zira hemcinsimizden hoşlanıyoruz diye kalp denen organın yerinde bir zevk makinası yok. Bizimde kendi aramızda yaşadığımız yoğun duygularımız var siz yakıştırın ya da yakıştırmayın bizlerde AŞIK OLUYORUZ bizimde canımız yanıyor, bizimde gözlerimiz yaşarıyor, biz de sevdiğimiz kişi için acı çekebiliyoruz hem de en âlâsından.

Eşcinselliğin eğlenceli olduğu ve özenilecek bir şeymiş gibi lanse ettiğimizi söyleme hakkını belki de; hayata daha pozitif baktığımızdan dolayı , empati yeteneğimizin daha kuvvetli olduğundan dolayı, hiçbir ayrımcılığa girmediğimizden dolayı, tüm ötekileştirmelere karşı olduğumuzdan dolayı kısacası kendi aramızda kasmadığımızdan dolayı, istediğimiz tarzda giyinebildiğimizden dolayı, tüm kim tarafından konulduğu belli olmayan bazı kalıplara karşı çıktığımızdan dolayı vs bulabilirsin ama sizlerde deneyin o zaman dünya daha yaşanılası bir yer olur inanın.


Ogaybende Blog Yazarı