Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Drink Me (2015)




Hep kısa metrajlı filmler tanıtıyorsun deyince ben de uzun metrajlı bir film izleyeyim de araya sıkıştırıvereyim dedim sevgili okuyucu.

2015 İngiltere yapımı filmimiz Korku, Gerilim türünde karşımıza çıkıyor.

Toplam 3 kişinin etrafında dönen film de karakterleri film boyunca üzeri giyinik olarak göreceğiniz sahne süresi çok az :D Maşallah her zaman soyunuklar hem de anadan üryan lol.

Aslında filme "uzun metrajlı korku öğeleri serpiştirilmiş porno film tadında" desekte olur fekat "ah keşke şöyle bi evim olsa, şöyle de bi sevgilim olsa, yatakta, yemekte, spor arası, duş sonrası, kapı vedalaşması aklıma neresi gelirse sevişir, öpüşür, yiyişirim" de diyebilirsiniz. (Ah ah) öhüm.

Efenim, tahmin edeceğiniz üzere Andy ve James iki sevgili ve güzel bir eve taşınıyorlar. Tam evlenme arefesinde iken Andy sokakta bulduğu bir müzik kutusunu evine getirir. İnsan bi düşünür ne diye attılar bunu diye. Bu müzik kutusu ile birlikte işler hafiften sarpa sarmaya başlar ve en nihayetinde evlerine kısa süreli de olsa 3. bir şahsı kiracı olarak almaya karar verirler. Bakalım evlerine aldıkları Sebastian ile bu ikilinin sevgi dolu dünyaları ne duruma gelecektir?

Daha mı bağlanacaklar yoksa???

imdb den 135 kişinin oylaması ile 3.7 alan filmimize benim puanım ise o güzel nü sahneler adına 5. (:D)

Sıra geldi filmin yauşuklusunu seçmeye; elbette ki;


(Ne alaka penisinin etkisiyle falan hıh - tamam estetik bir penisi var :P)


Emmett Friel (James)

Lakin bir çoğunuzun Sebastian rolündeki Chris Ellis-Stanton'u seçeceğine de eminim.


Ogaybende Blog Yazarı

Ereksiyon Olamıyorum




Tumblr bloguma gelen br mesajda anonim takipcim der ki,

"Ogay kendi kendimi hapsettiğim bi hapishane içindeyim. Pasif ilişkiyi denedim ama istediğim zevki alamadım. Aktif bir ilişkiye girmek istiyorum, bunu hayal ederek mastürbasyon yapıyorum, zevk alıyorum. Ama iş gerçek hayata gelince pısırıklaşyorum. Ya partnerim beni yeterli görmezse diyorum. Partnerimide geçtim ben kendimi yeterli göremiyorum. Birden bire kendimi hiç erkeksi hissedemiyorum. Feminen hissetme gibi bir takıntım var hatta. Çocukken feminen olmasamda fazla kibar herkesi önemseyen bir erkek çocuguydum. Gittigim okulda sesi ince olana bile top diyorlardı zaten seviyesiz bir okuldu kekolarla dolu. Ama ben kendimi savunmak yerine hep hakaretleri karsısında pısırık kaldım. Hep duymazdan gelmeye calıstım. Ama onların dediklerine öyle inandırmışm ki kendimi. Şimdi ne yapsam kendimi feminen hissediyorum. Kendimi aktif olabilecek kadar erkek hissedemiyorum. Erektem kayboluyor. Ve bunu bir türlü aşamıyorum."

Maalesef gerek dünya gerekse ülkemiz okullarında "ötekileştirme" hatta "her türlü ötekileştime" mevcut. Sesi incedir, şişkodur, şaşıdır, kısadır, şivesi bozuktur, gözlüklüdür, albino hastalığına sahiptir vs. bunlar istemediğimiz kadar çoğaltılabilir. Saygı ve sevgiden yoksun, farklı olanı parmakla gösteren bir toplulukta bu tarz ötekileştirmelere maruz kalanların ne tür bir ruhsal çöküntü yaşadığını maalesef kendilerinden başka kimse bilemez.

Hal böyle iken önemli olan kendimizin farkında olmaktır "kim ne der" den ziyade "ben ne diyorum" demek lazım. O yıllar da, o arkadaşlıklar da gelip geçiyor. 

Bu sebeple bu tarz hakeretler karşısında kendi deyiminle "pısırk" kalmamışsın ve en baba tabiri ile "siklememişsin". Sen o taş devri öküzüne istediğin kadar nasihat et, bilgilendir, örneklendir nafile. "Yaşamadan bilemez ki ömründe illaki yaşattıklarını yaşar" buna emin ol. Maalesef o dönemlerden sana kalan "özgüven eksikliği" olmuş.

Olay kafada bitiyor. Erkek adam feminen olamaz ya da feminen kişi erkek olamaz diye bir şey mi var? İlk defa duyuyorum. Porno filmlerinde hiç görmedin mi feminen tavırları olan bir erkeğin altında inim inim inleyen birini? (porno mu? (o.O) yani bana anlattılar yoksa ben bilmem anlamam lol yersen :D) 

Bu tarz mitleri kafandan sil. Daha düne kadar skinny tarzı kotları giyenlere "o ne lan karı gibi daracacık" diyenler bugün bırak skinny kotu bildiğin tayt gibi vücudu saran pantolonlarla sokaklarda dolaşmakta. (Her türlü mal beyanı ile birlikte :P)


Gelelim aktif - pasif olayına ki, aktif olan hele hele fullll aktif olan "erkek" olmuyor ya da "eşcinsel değilim ben sadece sikiyorum" da olmuyor. Erkek olarak hemcinsinle yatıyorsan eşcinselsin arkadaş nokta. Pasif olan kişi de "kadın" olmuyor. Her ikiside sapına kadar erkek. >> Bu kafada olan insanlar baştan kaybeder zaten. <<

İlişkilerde illâki cinsel bir şeyler yaşanacak diye bir mit yok. Kendinde dediğin gibi kendini kendi kendinin hapishanesine hapsetmişsin. Eh kilidide kendi elinde. Yetersiz olurum, yetersiz kalırım düşüncesini bırakıp olayı akışına bırakman gerekiyor. 

;)

Ogaybende Blog Yazarı

Wonderkid (2016)



Wonderkid (2016)

2016 İngiltere yapımı filmin süresi 32 dk.

Dünya kupasının gündemde olduğu şu günlerde futbol dünyasından bir filmi tanıtmazsak olmaz dedim iyi de ettim. Şüphesiz Dünya^daki bir çok meslek grubunda olduğu gibi futbolda da eşcinseller varlar ve var olmaya devam edecekler. Lakin bunlardan çok çok azı açıldığı için futbol genelde "hetero" sporu gibi geliyor. Oysa soyunma odalarındaki testesteron kokuları, bulgeler ve popolar kimbilir hangi oyuncuların iç çekmesine sebep oluyor.

Wonderkind' de ise Londra Premier Liginde oynamaya başlamış futbolcumuzun iç çatışmalarını, gizli kalmak zorunda kalan eşcinselliğini izliyoruz. Ve filmin sonunda "Kendin olmak" ile ilgili güzel bir cevap veriyor ki herkes "oynadığı oyun mu önemli yoksa cinsel yönelimi mi?" sorusunu kendine sormadan edemiyor.




imdb den 6.9 alan film benden ise 9 alıyor.

Kısa film tanıtımı tadında olmadığı için filmin yakışıklısını da seçebilirim. Bir çoğunuz menejere de yürüyebilir ama ben Chris MASON'u seçiyorum. :))




Futbol demişken Cristiano Ronaldo' nun eline kimse su dökemez. Fırsat buldukça sahadaki büyük ekrandan "acaba beni çekiyorlar mı" diyerek devamlı gözü ekrana kayan fitbolcumuzuda böylelikle anmış olalım ;)






Ogaybende Blog Yazarı