Selam;
Neymiş bu intihar odası diye merak edenler için hemen açıklayayım. Hafta sonu bir film izledim ve onu burada tanıtmaya karar verdim. Peki neydi bana bu filmi izlemem için gaz veren şey :D hemen filmden bir kaç kare ile açıklayayım...
bu gifleri daha önceden de kullanmıştım, filmi ve ismini merak edenler olmuştu sırf sizin merakınız gitsin diye oturup izledim (yerseniz)
Filme ait spoiler vermeden genel bir tanımlama yapacak olursam; eşcinsellik, platonik aşk, sorumsuz aile, ötekileştirme, özenti, asosyal yaşam vb üzerine kurulu bir film diyebilirim. Başroldeki Jakup Gierszal (Dominic)' in performansı görülmeye değer. Ayrıca film içerisine gömülmüş animasyon da var yani film yer yer animasyon olarak ilerliyor.
Filmle bağlantı olarak internet bizim yaşamımızı ne kadar etkiliyor diye düşündüm. Daha önceden de dediğim gibi eşcinselliği internetten önce ve internetten sonra olarak ele almamız lazım. Zira internet ile birlikte bilgiye ve kendin gibi olana daha çabuk ulaşır olduk. Bu da bana göre hızlı tüketimi beraberinde getirdi.
Bununu yanında internet ile birlikte asosyal insanlar çoğaldı sanal dünya ile gerçek dünya bir birine karıştı. Birçoğumuz sanal dünyada kendimiz gibi veya olmak istediğimiz gibi kişiler olduk ve bunun büyüsüne kapılıp gittik. Sanal olanı o kadar çok benimsedik ki yaşadıklarımız birer bilgisayar oyunuymuş gibi geldi, tâki sanal olanı gerçek dünyaya taşıyana kadar. Gerçek dünyanın duvarına çarptığımızda ise bazı şeyler için çok geç olabiliyor tıpkı film sonunda ekrana düşen siyah görüntüye dalıp gittiğimiz gibi ;)
Film bittiğinde şunu da düşünmeden edemedim;
Bir insan bir başkasını ne kadar etkisi altında tutabilir?
Aslında yapmak istemediğini yaptırabilir mi? Yoksa derinlerinde zaten varolanı açığa çıkarmada mı yardımcı olmuş olur?
;)