Bu site yetişkinlere yönelik bilgiler içermektedir. 18 yaşından küçükler için uygun değildir.

Türk'ün "Eşcinsellikle" İmtihânı!



Sahnemizi Hamam filminden bir kare ile açayım dedim. Bildiğiniz gibi gevur icadı olan "gaylik" bizim milletimizde yoktur! (altıma doğru) Her konuda olduğu gibi bu konuda da ikiyüzlüyüz "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığıyla hep hasır altı ettiğimiz görmezden geldiğimiz şeyler son günler de daha bir görünür olunca "eşcinsellik arttı" "özendiriliyor" "hep bu yabancı dizi filmler" "internettt" gibi cadılar aranmaya başlandı zira biz de yok öyle bişi!. (geçelim bi kalem) Her zaman vardı ve var olmaya devam edecek zira kimsenin elinde değil eşcinsel olmak ya da olmamak tıpkı göz rengimizi seçemediğimiz gibi. 

Ayşe Arman'ın bir derlemesine rastladım konuya da oradan geldim.

Okurlar, toplumun eşcinselliğe bakışını tartışıyor diyerek okur yorumlarını yayınlamış buyrun hep birlikte bakalım.

Efsane Türk, gay'leştirilemez! (Ayşe ARMAN)


Ölmek istiyorum mutluluktan! İşte budur. Bir şey yazıyorsun, “Fikirlerinize, deneyimlerinize, öykülerinize ihtiyacım var, gelin bu konuyu birlikte tartışalım” diyorsun, der demez posta kutun maillerle dolup taşıyor, binlerce mesaj, yaşanmış öykü geliyor, geliyor, geliyor, geliyor... Biz sizinle interaktifliğin gözünü çıkardık! Sizden ne çok şey öğreniyorum anlatamam. Konumuz toplumun gay'lere bakışıydı, gay olduğunu keşfedip sorunlar yaşayanlar, eşcinsellere anlaşılmaz öfkeler duyanlar, çocuğunun gay olduğunu öğrendikten sonraki hislerini bizimle paylaşanlar, kardeşim gay diyenler, toplum baskısından illallah edenler, gay olduğu halde bir kadınla 30 yıl evli kalanlar, çocuğu, hatta torunu olanlar. Herkes yazdı. Teşekkür ediyorum.

KARDEŞİM GAY

Kardeşim... Benim canım, en iyi arkadaşım, hayatımda kendimi en iyi ifade ettiğim insan.

İzmirli bir ailenin çocuklarıyız biz. Ben, kardeşim ve ablam. Evin tek erkeği kardeşim, haliyle herkes ona soyumuzu devam ettirecek erkek olarak bakıyor. Ama o bir gay ve bu gerçeği aileden sadece ben biliyorum.

Yıllar önceydi, cebinde bir mektup buldum. Bir aşk mektubuydu ve bir erkek tarafından yazılmış olduğu çok açıktı. İlk okuduğumda dünyam yıkıldı, “Olamaz böyle bir şey” dedim, “Bizim aileye, bizim soyadımıza yakışmaz!” İnanılmaz bir reaksiyon gösterdim, o da hemen inkar etti, gay olmadığını söyledi, “Bir yanlış anlaşılma, üzerinde durma” dedi, ben de zaten unutmak istiyordum, rahatladım.

Zaman geçti... Bir yaz akşamı kardeşimle sohbet ediyorduk, çok huzursuzdu, “Bana anlatman gereken şeyler var, bu gece zamanı, hadi anlat” dedim. Ağlayarak gay olduğunu söyledi. “Hemen seni doktora götüreyim” dedim salakça, “Ben hasta değilim ki!” dedi. Günler günleri kovaladı, hep sustuk, o hep yazdı günlüğüne, ben de gizlice yazdıklarını okudum çünkü kendisine zarar vermesinden korkuyordum. Gerçekten de bir gece “Az önce ablamı izledim, melekler gibi uyuyordu, bu onu son görüşüm, yarın her şey bitecek" yazmıştı. Hemen gittim odasına sarsarak onu uyandırdım, “Affet beni seni yalnız bıraktım” dedim “Artık sana sonuna kadar desteğim.

Gerçekten de öyle oldum. Ve kardeşim bir şekilde hayata tutundu. Hiçbir şey onu kaybetmekten daha kötü ve daha acı verici olamazdı, ben o gece onu fark ettim. O küçükken bakkala bile gittiğinde, 5 dakika geç kalsa, ben onu sokakta beklerdim, onu kaybetmeyi nasıl düşünebilirdim ki?

Ailem hâlâ bilmiyor, zaten babamı iki yil önce kaybettik. Ablam şüpheleniyor çünkü kardeşim evlenmek istemiyor. Bana sordu “Gay olsa ne değişecek ki?” dedim “O bizim kardeşimiz.” Ama ablam kabul etmedi, eğer öyleyse ölmesini tercih edebileceğini söyledi. O yüzden bu, büyük bir sır. Annem ve ablam asla öğrenmeyecek. Pırıl pırıl bir genç, iki üniversite mezunu, yakında Amerika'da yüksek lisans yapacak, ne yapalım yani gay'se? Bizim artık cinsel tercihleri bizden farklı olanları anlamamız ve kabul etmemiz gerekiyor. İstesek de istemesek de, onlar hep bizim hayatımızda olacaklar, yüzyıllardır olduğu gibi… 
(Sırma K.)

(eğer ablası mantıklı hareket etmese idi ve zor günlerinde kendi iç çatışmaları ile O'nu yalnız bıraksa idi ömrü boyunca pişman olacağı bir sonuç ile karşılaşabilirdi. Okuyucu ne kadar zor durumda olursan ol hiç bir şey senin hayatından önemli değil her şeye rağmen ayaklarının üstünde durmaya bak ve özellikle maddi yönden özgürlüğünü ele aldığında da daha rahat bir hayat süreceğini unutma der o gay ben de :))




Eşcinsel olduğum için pompalı bir tüfekle bir köşede öldürülmek istemiyorum

Ben bir öğretmenim. Öğrencilerime sürekli insanı insan yapan değerlerden söz ediyorum, “Dürüst olun! En önemlisi bu!” diyorum. Ne var ki ben, ergenlik çağlarımdan itibaren, yalan söylüyorum. Evet, utanç verici ama gerçek bu. Çünkü eşcinselim. Ve bu ikiyüzlü toplumda başka çarem yok. Herkesi heteroseksüel olduğuma inandırmaya çalıştım, çalışıyorum. Bir tek annem biliyor, nasıl söyleyebildim inan bilmiyorum ama dayanamadım, çıktı içimden, “Sen benim evladımsın, seni çok seviyorum, hiçbir şey bunu değiştiremez” dedi ve bana sarıldı. Kocaman adamım, hüngür hüngür ağladım. Şimdi yavaş yavaş gerçek beni tanıyor. Babamla ise bu tür şeyleri konuşmak mümkün değil. Siler beni hayatından. En yakın arkadaşımın aslında sevgilim olduğunu bilse, kahrından ölür. Öğrencilerime gelince, eşcinsel olduğumu öğrenseler, anında kovulurum. Kovulmakla kalmam, gazetelere düşerim, “Sapık öğretmen!” diye başlık atarlar. Bazı arkadaşlarım “Yurt dışına git, daha rahat edersin!” diyorlar ama ben kaçmak istemiyorum. Türkiye'nin bir gün değişeceğini inanıyorum. 

Çok fazla değil isteklerim: Sevgilimle ele ele sokaklarda yürüyebilmek istiyorum. Öğrencilerime, sevdiklerime, aileme gerçek beni gösterebilmek istiyorum. Maskelerimden sıkıldım artık, kurtulmak istiyorum. Ama tabii eşcinsel olduğum için pompalı bir tüfekle bir köşede öldürülme istemiyorum. "İ.ne'nin tekiydi zaten!” diye polisin katillerin arkasına düşmediği bir cenaze de istemiyorum. (Kadri Y.)


GAY'İM AMA 30 YILDIR EVLİYİM

Biseksüel misiniz? Gay mi?
- Gay'im. Ama 30 yıldır evliyim. Çocuklarım var, torunlarım bile var.

Nasıl oluyor bu?
- Oluyor. Eşimle yanlız görev olarak birlikte oluyorum, anlamaması için...

“Katıksız gay” diye bir şey var mı?
- Her gay, katıksız gay'dir aslında. İçindeki 2. kişiliği sınırsız yaşamak ister ama çaktırmamak için kadınlarla da birlikte olur. Benim bırakın kadınlarla birlikte olmayı, seviştikten sonra gidip kusan arkadaşlarım var.  Bana gelince, ben de katıksızım gay'im. Dünyanın en seksi kadınıyla tamamen herhangi bir adamı yan yana koysalar, erkeği seçerim.

İyi de 30 yıldır yalan dolan bir hayat yaşıyorsunuz. Hem size yazık, hem eşinize!
- Evet ama ben Türkiye'de yaşıyorum. Başka çarem mi var? Ben düzenli bir cinsel yaşama kavuşursam, içimdeki ikinci “ben”i öldürebilir diye düşündüm. O yüzden gittim 20 yaşında evlendim. Nişanlılık döneminde her şey normal gitti. Öpüşüp koklaşıyorduk. Zaten cinsel birliktelik mümkün değildi, ilk gece kanlı çarşaf çıkması gerekiyordu. Düğün gecesi ereksiyon filan olamadı, eşimle bir hafta sonra cinsellik yaşayabildim. Hayatım boyunca seviştiğim tek kadındır.

Çarşaf?
- Eşim çok anlayışlı idi. Beni teselli etti. Fikri de o verdi: Kolumu keserek kan damlattım çarşafa.

Niye böyle bir şey yaptı?
- Çünkü benden hiç şüphelenmedi. Nişanlılık döneminde ereksiyonumu gördü, diğerini o geceye has bir şey zannetti.

Peki “Bu kadınla evlenirsem onun da hayatını mahvetmiş olurum” demediniz mi hiç?
- Dedim ama sonraki yıllarda eşimin hayatını mahvettiğimi hiç düşünmedim, onu her yönüyle mutlu ettim. Seks dışında. Zaten artık torunlarımız var. Biz çok iyi iki arkadaşız.

Hiç mi anlamadı?
- Hayır hiç. Zaten öğrenseydi beni kesin boşardı.

Peki çocuklarınızla ilişkileriniz? Gaylik maylik üzerine konuşabiliyor musunuz?
-Fazla değil. Bir televizyon programında Fatih Ürek'e mi denk geldik, çocuklarımın tepkisi inanılmaz sert ve aşağılayıcı oluyor. Ben de böyle düşünmemeleri gerektiğini, herkesin tercihinin farklı olabileceğini söylüyorum. Ama tabii ne kadar etkili oluyorum bilemem.

Aile sizin için ne ifade ediyor?
- Aile olmayı seviyorum. Sevgi görüyorum, saygı görüyorum. Ailem olmasa ileriki yaşlarımda halim ne olurdu? Hastalansam kim bakardı?

Peki aşık olduğunuz bir erkekle bir yaşam sürmeyi tercih etmez miydiniz?
- Ederdim tabii. İlk yıllarda erkeklerle paylaştığım sadece cinsellikti. Sonra aşkı da buldum. Ama aşkımla bir hayat sürmem mümkün değildi. Yine toplum baskısı... Bir de şunu anladım, karşı taraf da size aynı şekilde aşık olmadıkça bir ilişki sürmüyor gay yaşamda. Sadakat diye bir şey yok. 

Gay'lerin libodoları heteroseksüellere göre daha mı yüksek?
- Bence öyle.

Peki gay cinayetleri? Sizi korkutmuyor mu? Ne tür önlemler alıyorsunuz?
- Bilmediğim, tanımadığım insanlar konusunda dikkatli olmaya çalışıyorum. Herkesi hayatıma almıyorum.

Kadınlarla evlenmeyi düşünen gay'lere bir mesajınız var mı?
- Hem kendi hayatlarını hem de evlendikleri insanın hayatını mahvederler, kesinlikle böyle bir şeye kalkışmasınlar.

İyi ama siz de yaptınız...
- Evet ama eşimi ne kadar mutlu ettiysem, kendim de o kadar mutsuz oldum. Şimdi “Yaşlanınca bana bakacak çocuklarım var” diye avunuyorum. Ama yani koca bir hayat, bunun için feda edilir mi?

OĞLUNUZA ÖLÜYORUM DİYECEKTİM BİR KIZ ARKADAŞIN VARSA OĞLUMLA TANIŞTIRSANA DEDİ

Yurtdışında yaşıyorum ama sık sık ülkenize gidip geliyorum çünkü bir Türk'e aşığım. Dilinizi okuyup yazabiliyorum. İstanbul'a gelince sevgilimin ailesinin evinde kalıyorum, annesi bilmiyor oğlunun gay olduğunu. İkimizden de hiç şüphelenmiyor. Geçen gün bana,  “Oğluma yabancı gelin istiyorum” dedi. İçimden “Alo, alo! Burdayım ben! Hayaliniz gerçekleşiyor, ölüyorum oğlunuza” demek istedimse de, “Şöyle güzel bir kız arkadaşın varsa tanıştırsana” deyince sesimi çıkaramadım. Çağan Irmak'ın "Issız Adam" filminin fragmanında kadın: “Sen benim oğlumu seviyor musun?” diye soruyor. Kız gülümseyerek “Evet” diyor. Benim en büyük hayallerim biri de bu işte. Annesinin bu soruyu sorması ve benim “Eveeeeet!” diye bağırmam. Acaba bir gün bunu yaşabilecek miyim? (H.E)

İNANÇLIYIM, EŞCİNSELİM VE SUÇLULUKTAN ÖLÜYORUM

Gay olmak, inanın benim tercihim değil. Ben bunu kendi isteğimle yaratmadım, kendi isteğimle de ortadan kaldıramıyorum. Sınır koymaya çalışsam da, bilinçaltımdaki gerçek değişmiyor. Üstüne üstlük inançlıyım. Müslüman olarak bunun uygun olmadığını da biliyorum ama inanın ki benim elimden gelen bir şey yok. Suçluluktan ölüyorum, çıkış yolu da bulamıyorum. Ne gay olabiliyorum ne heteroseksüel. 16 yaşındayken Hacettepe Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı bölümüne gittim. Bundan kurtulmak istediğimi söyledim. Psikiyatrın bana verdiği cevap ne oldu dersiniz: “Kurtarırım ama ölmekten beter olursun!” “Nasıl yani?” dedim. “Bu duygularından kurtulabilirsin ama o zaman da yaşayamazsın. Çünkü sen busun!" demişti bana. (Hakan A.)

Eşcinselliğin Din ile yaşadığı bu paradoks'u çözmek oldukça güç ama şunu söyleyebilirim ki öğretilmiş bilgiler yerine kalbinizi dinleyin yine Allah'ı bulacaksınız hatta şöyle bir blog var, oranın linkini vereyim bu gibi ikilemlere düşen arkadaşlarımıza bir faydası olur belki şurada

(bu tarz duygularınızı, yaşanmış hikayelerinizi, ikilemlerinizi ve düşüncelerinizi benimle paylaşabilirsiniz mail adresim: ogaybende@gmail.com)
O Gay; Ben de... Blog Yazarı

8 yorum:

  1. Ellerine sağlık, çok güzel olmuş... "Hamam" filmini de iki gün önce seyretmiştim. Onunla başlaman rastlantı oldu benim için...

    YanıtlaSil
  2. Ayşe Arman'ın bu yazısını daha önce okumuştum..
    Sadece cinsel yönelimlerinden dolayı insanların yaşadıklarını veya başlarından geçenleri ne zaman okusam aynı üzüntüleri yaşıyorum..
    Bence bu ülkede yaşayan her GLBT bireyin yaşadıklarından ayrı birer kitap yazılacak kadar çok konu çıkar..

    İnsanlar bizleri ne zaman anlayacaklar, ya da en azından anlayamasalar bile olduğumuz gibi kabullenecekler bilmiyorum..
    Ama yine de, bizlerin de herkes gibi çalışıp, herkes gibi yaşadığımızı, herkes gibi sevip, herkes gibi üzüldüğümüzü, herkes gibi mutlu olup, herkes gibi ağladığımızı, kısacası herkes gibi bir 'insan' olduğumuzu farkedecekleri günlerin geleceğine dair olan inancımı korumaya çalışıyorum..

    Haa pardon.. Ama bu ülkede gay yoktu ki di mi?.. Ben de ne saçmalıyorsam artık..

    YanıtlaSil
  3. türkiyedede eşcinselliğin bu kadar öcü öyk gibi gösterilmesinin sebebinin önemli sebeplerinden biri ise türk erkeklerinin başarılarını hep bel altına koymaları erkekliğide başarıyıda hep bel altında gören bir toplumuz bu zihniyet ve türkiyede bireylerin kendi düşüncelerini oluşturamayacağı sürece bu sorun malesef ki sürecek

    blogger dünyasına dönüş yapmak güzel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoşgeldin pistis :) konuyu çok güzel özetlemişsin

      Sil
  4. o gayım yazından dolayı tebrik ediyorum seni :) çok güzel bi yazı olmuş devamı da gelecekmiş bi iyi bi kötü haber gibi oldu bu :D

    YanıtlaSil
  5. psikiyatr ne güzel söylemiş. eşcinselliğin ''tedavi edilebilecek bir hastalık'' olduğunu söyleyip bunu tedavi edebileceğini iddia eden psikolog reklamları dolu var. o.O

    YanıtlaSil
  6. Gercekleri yazmisdin bunda utanilacak bir sey yok o senin tercihin saygi ve sevgi

    YanıtlaSil

Yaz yaz için de kalmasın